| altı yaşında terk edilen biri için çok emin konuşuyorsun. | Open Subtitles | تبدو متأكدا بالنسبة لطفل كان في السادسة عندما رحل أبوه |
| Tüm bu çılgınlar, altı yaşında bir çocuk gibi resim yapıyorlar. | Open Subtitles | كل هؤلاء الحمقى الذين يرسمون كـ طفل في السادسة من عمره |
| Bu çocuk yalandan vazgeçmeyecek. Hala altı yaşında gibisin. | Open Subtitles | هذا الفتى لن يكف عن الكذب علي مازلت تتصرف وكأنك في السادسة من عمرك |
| saat altıda bu akşam buluştuğumuz yere gelin. | Open Subtitles | في نفس المكان الذي تقابلنا فية الليلة في السادسة |
| Onları görmek isterseniz, akşam saat altıda evde olmaları gerek. | Open Subtitles | يجب أن تكونوا في المنزل في السادسة اذا أردتم الحديث معه |
| Sabrın ne olduğunu öğrendiğimde altı yaşındaydım. | TED | لقد كنت في السادسة من عمري عندما أتيحت لي فرصة تعلم معنى الصبر. |
| Alışveriş merkezinde olmayı tercih eden on altı yaşında bir çocuk o. | Open Subtitles | إنها في السادسة عشر من العمر وتفضل الذهاب إلى مركز التسوق |
| Penny altı yaşında ve Patsy dört yaşında. | Open Subtitles | بيني في السادسة من عمرها و باتسي في الرابعة |
| Galiba adam kaçırma vakasıyla karşı karşıyayız. altı yaşında oğlan çocuğu kaçırılmış. | Open Subtitles | لدينا وضع أختطاف هنا فتى في السادسة من العمل |
| Onlar altı yaşında. Ayırın. | Open Subtitles | إنهما في السادسة من عمرهما اجبريهما على ذلك |
| altı yaşında bana da olmuştu dostum kız kalbimi çok kötü kırmıştı günler geçmiyordu. | Open Subtitles | ،أتذكر تلك الفتاة عندما كنت في السادسة ،يا رجل ،تلك الفتاة حطّمت قلبي |
| altı yaşında çocuk çığlık attı o esnada kuru kafanda açılan delikten kanlar akmaya başladı. | Open Subtitles | وهو سعيد بصرخات فتاة في السادسة من عمرها التى اختلطت صرخاتها مع صوت المثقب |
| Her ne olursa olsun, mesaim saat altıda biter. | Open Subtitles | ينتهي عملي هنا في السادسة , ولا يهمني أي شئ آخر |
| Kokteyller saat altıda. Yemek Sekizde. | Open Subtitles | الكوكتيلات في السادسة والعشاء في الثامنة |
| Hasta bar kavgasından. Onu saat altıda getirdiler ve sabahın altısıydı. | Open Subtitles | هذا المريض كان في مشاجرة بحانة وصل لهنا في السادسة |
| - Ne yazık. saat altıda otelde buluşalım mı? | Open Subtitles | أمر مؤسف، هل سيكون موعدنا في السادسة أمام الفندق مناسباً لك؟ |
| Kuşlar şarkı söylemeye başlayınca saat altıda uyandım. | Open Subtitles | استيقظت في السادسة صباحا عندما بدأت العصافير تزقزق |
| Yarın çalışıyorsun. saat altıda. | Open Subtitles | هل تعمل غداَ في السادسة صباحاَ ؟ |
| Annem bizi terk ettiğinde, sen iki ben de altı yaşındaydım. | Open Subtitles | عندما كنت في الثانية وأنا في السادسة قررت أمنا الرحيل |
| Paylaşmak zorundaydım. Anla, altı yaşındaydım! | Open Subtitles | وكان عليّ مشاركته فيها، كما ترين كنت في السادسة من عمري.. |
| Ben altı yaşındayken annem, babam, kız kardeşim ve ben Yahudi nefreti dolu Almanya'yı terk ettik ve Yugoslavya'ya gittik. | TED | عندما كنت في السادسة من العمر، والدي ووالدتي وشقيقتي وأنا غادرنا ألمانيا الكارهة لليهود، وسافرنا إلى يوغوسلافيا. |