| Dr Hasseldorf, önümüzdeki birkaç saat içinde neler bekleyebiliriz? | Open Subtitles | دّكتور هاسيلدورف ماذا يمكن أَنْ نَتوقّعُ في الساعات القليلة القادمة؟ حَسناً, غايل |
| birkaç saat içinde zor bir seçim yapmak zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نتخذ خيار صعب في الساعات القليلة القادمة |
| Bayan Hendershot'ı birkaç saat içinde doğum yapmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتمنّى السّيدة هيندرشوت سيسلّم في الساعات القليلة القادمة. |
| Çünkü önümüzdeki bir kaç saat içinde, her türlü Kolluk kuvveti evinin içinde araştırma yapıyor olacak. | Open Subtitles | لأنه في الساعات القليلة المقبلة سيكون هناك كل أنواع القوات القانونية يفتشون كل مكان في منزلك الجميل |
| "Son birkaç saat içerisinde olgunlaşmanızı izlerken çok etkilendim-" | Open Subtitles | بطريقة نجاتك في الساعات القليلة الماضية. |
| Yalnızca son birkaç saatte sizden bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منك في الساعات القليلة الماضية |
| Gerçek şu ki.. Son birkaç saattir küpelerimi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لأكون صادقة, لم أكن أركز علي أقراطي في الساعات القليلة الماضية. |
| Eminim ikiniz de biliyorsunuz ki son birkaç saat içinde en az bir düzine okul kuralına karşı geldiniz. | Open Subtitles | تدركان بالطبع أنه في الساعات القليلة الماضية أنتهكتم ربما دستة من قوانين المدرسة |
| Son birkaç saat içinde çok zorlu şeylerle karşı karşıya kaldınız. | Open Subtitles | لقد تعرضت لضغوط كبيرة في الساعات القليلة الماضية |
| birkaç saat içinde tam kuvvetine ulaşacak. | Open Subtitles | التي ستصل إلى كامل قوتها في الساعات القليلة القادمة |
| Ama birkaç saat içinde birşey bulmazsak... | Open Subtitles | ولكن مالم نعثر على شيء ما في الساعات القليلة القادمة |
| Bu da birkaç saat içinde birçok bankaya gitmem anlamına geliyordu. | Open Subtitles | هذا كان يعني أنه توجّب علي القيام بجولات لا حصر لها لمصارف مختلفةٍ في الساعات القليلة القادمة |
| birkaç saat içinde karaciğer nakli yapılmazsa dileği gerçekleşecek ve ölecek. | Open Subtitles | إذا لم تحصل على زراعة للكبد في الساعات القليلة القادمة ستحصل على أمنيتها |
| Önümüzdeki birkaç saat içinde ne olursa olsun ne duyarsan duy konuşmayacağız. | Open Subtitles | أياً كان ما سيحدث في الساعات القليلة القادمة أياً كان ما ستسمعه لن نتحدث عنه أبدا |
| Önümüzdeki birkaç saat içinde ne olursa olsun ne duyarsan duy konuşmayacağız. | Open Subtitles | أياً كان ما سيحدث في الساعات القليلة القادمة أياً كان ما ستسمعه لن نتحدث عنه أبدا |
| Son bir kaç saat içinde güzel haberler aldık. | Open Subtitles | حصلنا على أخبار طيبة في الساعات القليلة الماضية |
| Bir kaç saat içinde, birlikte çalışmak zorunda kalacağız eğer yaşamak istiyorsak. | Open Subtitles | في الساعات القليلة القادمة ...علينا أن نعمل معاً إذا أردنا النجاة بحياتنا |
| Adli tabibin bunu doğrulamasını bekleyebiliriz, ama tahminimce kadın son bir kaç saat içinde öldürülmüş. | Open Subtitles | ،بإمكاننا الانتظار لحين إثبات الطبيب الشرعي ،لكن إن توجب علي التخمين سأقول أنها قتلت في الساعات القليلة السابقة |
| Son birkaç saat içerisinde seni kovmayan tek kişiyle konuştuğunun farkında mısın? | Open Subtitles | انظروا، كنت أدرك أنك التحدث إلى شخص واحد الذين لم تطلق النار عليك في الساعات القليلة الماضية، أليس كذلك؟ |
| Herkese son birkaç saatte sıradışı bir şeye şahit olup olmadıklarını soruyoruz. | Open Subtitles | ونسأل الجميع إذا كانوا قد شاهدوا أو سمعوا شيء مريب في الساعات القليلة الماضية |
| Normalde, sizinle aynı fikirde olurdum ama son birkaç saattir detaylara çok dikkat ediyorum. | Open Subtitles | أتعلم، في وضع عادي، كنت سأتفق معك ولكنني قد ألممت بتفاصيل كثيرة في الساعات القليلة الماضية |