| 1974'te tecrübesiz bir askerken bizi Batı Şeria'daki ilk Yahudi yerleşimcileri durdurmak üzere götürmüşlerdi. | Open Subtitles | كمجند شاب فى الجيش عام 1974، اخذونا لوقف أول المستوطنين اليهود في الضفة الغربية |
| Evet, çünkü İsrail'e ambargo uygulayıp, Batı Şeria'daki İsrailliler'in yaptığı tüm ürünleri damgalatmayı düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | نعم، لأنك تفكر من تجريد من إسرائيل وتتطلب الطوابع على جميع المنتجات المصنوعة من قبل الإسرائيليين في الضفة الغربية. |
| Batı Şeria'da birlikte zaman geçirdiğim eski teröristi örnek vermek istiyorum. | TED | دعوني أعطيكم مثالاً واحداً عن الإرهابي السابق الذي قضيت وقتاً معه في الضفة الغربية. |
| 12 yıl önce, elime ilk defa kamera aldığımda, Batı Şeria'da bir Filistin köyünde zeytin hasadı çekmek içindi. | TED | منذ 12 عاماً، التقطت الكاميرا للمرة الأولى لأصور عملية جني الزيتون في قرية فلسطينية في الضفة الغربية. |
| Athena'nın babası West Bank'te büyüdü ve annesiyle karşılaştığı Şikago'ya taşındı. | TED | والد أثنيا تربى في الضفة الغربية وانتقل إلى شيكاغو، حيث التقى بوالدتها. |
| Onun çöplüğü ne de olsa. Ah tabii, Riverside'da bize çok yardımcı oldu çünkü. | Open Subtitles | الامر كان جيدا في الضفة |
| Şimdi bizim beş tane aynı seçeneğimiz var, fakat bir aslanın zaten sol yakada olduğu şekliyle. | TED | الآن لدينا نفس الخيارات الخمس ولكن بوجود أسد بالفعل في الضفة اليسرى |
| O hâlde Batı Şeria'daki görüşmemizi kim biliyordu? | Open Subtitles | إذًا من كان على علم بلقائنا في الضفة الغربية؟ |
| Bu proje işgal altındaki bölgelerde, insan hakları mücadelesine yeni bir boyut kazandırdı ve Batı Şeria’daki vahşi saldırıları azaltmayı başardık. | TED | لقد أعاد هذا المشروع تعريف النضال من أجل حقوق الإنسان في الأراضي المحتلة, ولقد نجحنا في خفض عدد الهجمات العنيفة في الضفة الغربية. |
| Bu Batı Şeria’daki bir gösteri. | TED | هذه مظاهرة في الضفة الغربية. |
| Batı Şeria'daki hareketlerinin izini sürmek için. | Open Subtitles | -لتعقّب تحركاتك في الضفة الغربية |
| - Batı Şeria'daki çatışmalarda... | Open Subtitles | -الحرب في الضفة الغربية |
| Batı Şeria'da o arabadan kimsede yok. | Open Subtitles | لكني لم أشاهد الكثير منها في الضفة الغربية |
| İnsanların Batı Şeria’da gerçekte neler döndüğünü anlamalarına ihtiyacım vardı. | TED | و أن يفهم الناس ما يجري حقا في الضفة الغربية . |
| Örgütümüz o zamandan beri Batı Şeria'da dikkat edilmesi gereken şüpheli Yahudileri yakından izlemektedir. | Open Subtitles | أنشأت تلك الحادثة آلية استخبارات منذ ذلك الحين مراقبة هؤلاء اليهود المشتبه بهم، امر يستحق المراقبة في رأينا، في الضفة الغربية |
| Sunshine State Bank ve Güven Şirketindeki. | Open Subtitles | في الضفة ولاية الشمس المشرقة والثقة. |
| Pakistan'da medreseleri kurup finanse ediyor West Bank'teki iki saldırının arkasında onun olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | إنّه يموّل ويبني مدارس في "باكستان" ويعتقد أن يكون وراء إغتيالين في "الضفة الغربية". |
| İki aslanı sol yakada bırakarak biri azalmış oluyor. | TED | أسد واحد سيبقى تاركاً أسدين في الضفة اليسرى |
| Sol yakada bekleyen iki aslan olduğu için tek seçenek iki antilopun geçmesi. | TED | حسناً، بما أنه يوجد أسدان بالانتظار في الضفة اليسرى الخيار الوحيد سيكون بعبور اثنان من الحيوانات البرية |