| En çok resim Hafta sonları çekilir. | Open Subtitles | يلتقط معظم الناس صورهم في العطلات الأسبوعية |
| Hafta sonları yanına geleceğim. Her Pazar. | Open Subtitles | سوف آتي لمنزلكِ في العطلات الأسبوعية كل يوم أحد |
| Bazen sırf harika banyoları olduğunu duyduğum için Hafta sonları otellerde kalıyordum. | Open Subtitles | أحياناً كنت أبقى في الفندق في العطلات فقط لأنني سمعت بأن لديهم حمامات رائعة |
| Sen her zaman polistin evde, yemekte tatilde. | Open Subtitles | أنت دائماً شرطي في المنزل، على العشاء في العطلات |
| Ailemi tatilde nereye götüreceğim onu neden ilgilendirsin ki? | Open Subtitles | لماذا هو من شأنه اين أخذ عائلتي في العطلات ؟ |
| Tatillerde bir araya geliriz diye umuyordum, Noel'de. | Open Subtitles | تمنيت ان نجتمع في العطلات ونقول سنه سعيده |
| Tatillerde eve gitmemize ve aramamıza izin yok. Ve onların ziyaret etmesine de izin yok. | Open Subtitles | من غير المسموح ان نذهب لرؤية عائلاتنا في العطلات, وليس مسموح لهم بالزياره. |
| hafta sonu iki kat ücret alıyor. | Open Subtitles | ولكن لا تتصلي حتى يوم السبت فهو يأخذ ضعف الأجرة في العطلات الأسبوعية |
| Evli değilim. Her hafta sonu gördüğüm bir kızım var. | Open Subtitles | لست متزوّجاً لكن لديّ ابنة وأزورها في العطلات الأسبوعيّة. |
| Fakat, mümkün olduğunca Hafta sonları geleceğimi söyledim. | Open Subtitles | فأخبرتها أنـّني سأزورها قدر المستطاع في العطلات الأسبوعيّة وما شابه. |
| Küçükken Hafta sonları dedem amatör telsiz kullandırtırdı. | Open Subtitles | لقد اعتدت ممارسة هواية اللاسلكي مع أبي في العطلات |
| Evi sadece Hafta sonları kullandıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت حقا أنهم يستخدمون هذا المكان في العطلات |
| Hâlâ Hafta sonları hastanede gönüllü olarak çalışıyor musun? | Open Subtitles | هل مازلت تتطوع للعمل في المشفى في العطلات الأسبوعية؟ |
| Julian, çocukların velayetinden feragat ediyor ama çocuklar Hafta sonları ve bayramlarda onunla kalacak. | Open Subtitles | إذا جوليان تنازل عن الوصاية ولكنه سيأخذها في العطلات الإسبوعية والاعياد |
| Kutsal tatilde onunla birlikte olmak için olayları çözmenden dolayı samimi olarak sevinçliyim. | Open Subtitles | لقد سعدت جداً أنك أصلحت كل شيء كي تكون معها في العطلات. |
| Yani okul varken orada kalırım, tatilde de buraya gelirim. | Open Subtitles | وبالتالي سأقطُن هناك خلال الفصل الدراسي وثم سأعود الى المنزل في العطلات |
| Tatillerde çok fazla travma vakası oluyor. | Open Subtitles | تأتينا العديد من حالات الصدمات في العطلات |
| Onu sadece Tatillerde görebileceğim... sadece paraya ihtiyacı olduğunda arayacak. | Open Subtitles | سأراه في العطلات فقط وسيتصل بي فقط حين يحتاج إلى المال |
| Ve isterlerse hafta sonu okulda oynayabilirler. | Open Subtitles | ويمكنهم اللعب بالمدرسة في العطلات إن أرادوا. |
| İyi bir para kazanır, hafta sonu da ne istersen onu yaparsın. | Open Subtitles | شئ ما أعتقد بأنك ستجعله مكاناً جيداً و أفعل أي شئ آخر في العطلات بالأضافة لذلك |