| gayrimenkul bakıyorum. Piyasada güzel evler var. | Open Subtitles | كنت أبحث في العقارات عن منازل جميلة في السوق |
| Anne tarafı gayrimenkul işinden parayı kırmış. | Open Subtitles | عائلته كوّنت ثروة طائلة من العمل في العقارات |
| Abin senden çok şey öğrenmiş olmalı-- gayrimenkul uzmanı. | Open Subtitles | لابد أن أخاكِ أعطاكِ بعض المهارت في العقارات |
| Birincisi, daha az insan, büyüklüğü belli bir toprakta çok daha az paraya emlak yatırımı yapabilecekler. | TED | أولاً، سكان قليلون، في قطعة أرض محدودة يجعل إستثمراهم في العقارات رهن سيئ |
| Ama kanun, vergisiz emlak yatırımı yapmalarına ve nasıl kullanıldığına bakmaksızın para toplamalarına izin veriyor. | Open Subtitles | لكن القانون لا يسمح لها للاستثمار في العقارات معفاة من الضرائب وجمع المال دون محاسبة لكيفية استخدامها |
| Sonra fark ettim ki benim istediğim emlakçılık sektöründe kariyer yapmakmış. | Open Subtitles | و حينها أدركت أن العمل في العقارات هو ما أريده |
| emlakçılık, 24 saat süren bir meslektir. | Open Subtitles | العمل في العقارات هو عمل على مدار الساعة |
| - gayrimenkul'de çalışıyordum ama kovuldum, yani... | Open Subtitles | كنت أعمل في العقارات ولكنهم فصلوني ، لذا |
| Bütün hayatı boyunca ticari gayrimenkul işindeydi. | Open Subtitles | هو كان يعمل في الإعلانات التجارية في العقارات كامل حياتِه. |
| Öğrenmeni istemezdim ama gayrimenkul işi yapıyorum. | Open Subtitles | لم أكن أريدكِ أن تعرفين. أنني أعمل في العقارات التجارية. |
| - Bu evi temsil eden gayrimenkul şirketinde çalışıyorum. | Open Subtitles | -I'm العمل في العقارات .smiitzgt هذا البيت |
| Elmas madenleri, değerli metaller, yurtdışında bulunan diğer kaynaklarımız ülkeleri geliştirmek için yurtiçi ve yurtdışında yapılan gayrimenkul yatırımları... | Open Subtitles | مناجم ألماس، معادن نفيسة ،و ما إلى ذلك من ثرواتنا الخارجية الاستثمار في العقارات المحلية والأجنبية في البُلدان النامية... |
| gayrimenkul olayında temeli bir kural vardır: | Open Subtitles | هناك مبدأ أساسي في العقارات |
| - Ben mi? gayrimenkul işindeyim. | Open Subtitles | أعمل في العقارات |
| Ben emlak işindeyim evlat. | Open Subtitles | أعمل في العقارات التجارية الحقيقية, بُني |
| Burada 50 yıllık bir emlak tecrübesi yatıyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشخاص ذو الـ 50 عاماً من الخبرة في العقارات في هذه القاعة |
| Haklısın, haklısın, ve her zaman emlak işine de girebilir! | Open Subtitles | أنتِ على حق أنتِ محقّة ويمكنه دائماً أن يدخل معنا في العقارات |
| Sonra fark ettim ki benim istediğim emlakçılık sektöründe kariyer yapmakmış. | Open Subtitles | أن العمل في العقارات هو ما أريده وكنتُأتمنىأن... |
| emlakçılık yapıyor. | Open Subtitles | يعمل في العقارات. |
| Sanırım emlakçılık işin buraya kadarmış değil mi Brian? | Open Subtitles | أظن بأنه انتهى الأمر بالنسبة لك في العقارات يا (براين)؟ |