| İnan bana, bu günlerde ilişkiler konusunda uzman olan ben değilim. | Open Subtitles | اوه, انا لست الخبيرة في العلاقات هذه الايام .. ثق بي |
| Bir halkla ilişkiler uzmanı ayarladım amacıma yardım etsin diye. | Open Subtitles | لقد استعنت بمتخصّصة في العلاقات العامة لمساعدتي في هذا الاتجاه |
| Çok uzun zaman boyunca, ilişkilere basit bir konu gibi davrandık. Ama aslında ilişki becerileri, kazanmanın en önemli ve en zor olduğu şeylerden biri. | TED | لوقت طويل، تعاملنا مع العلاقات باستخفاف، بينما المهارات في العلاقات هي من أهم وأصعب ما نبنيه في الحياة. |
| Ama gerçekten de beni en çok memnun eden tecrübe, her iyi ilişkide ihtiyacımız olan dinleme numarasıdır. | TED | لكن في الواقع أكثر تجربة مرضية روادتني هي عملية الإستماع المطلوبة في العلاقات الناجحة ككل. |
| Halkla İlişkiler'de başarılı olmak istiyorsan en iyi eğitim nedir? | Open Subtitles | ما هو التعليم المناسب إذا ما أردت النجاح في العلاقات العامة؟ |
| Doğu-Batı ilişkileri arasındaki değişimlerin sebep olduğunu belirtti ve ülkeye girecek her kadın ve erkeğe 200 dolar hoş geldin parası vermeye söz verdi. | Open Subtitles | تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد بدفعة ترحيبية قدرها 200 مارك شرقي |
| İlişkilerde yaşanan kavgaların, Madison Square Garden'dakilerden farkı hakem olmamasıdır. | Open Subtitles | أسوأ شئ بالشجار في العلاقات هو أنه لا يوجد حكم |
| Karmaşık insan ilişkilerinde karar verirken bu tür dayanak ve ölçütler yok. | TED | ليس لدينا هكذا مرتكز أو معيار للقرارات في العلاقات الإنسانية الفوضوية. |
| Şimdiki problem de, onların devamlı olmayan İnternet ilişkilerini karşılıklı ve anlık sosyal ilişkilere tercih etmeleri. | TED | المشكل أنهم الآن يفضلون عالم الانترنت الغير متزامن على التفاعل العفوي اللحظي في العلاقات الإجتماعية. |
| İkinci aşama, sosyal remiks, gerçekte insanların birbirleriyle olan ilişkilerine aracılık etmek içindir. | TED | المرحلة الثانية، المزج الاجتماعي، إنه حول استخدامه للتوسط في العلاقات الشعبية مع بعضها البعض. |
| Barney'in ilişkilerdeki geleceğe dair planlar yapma prensibini hiçbiriniz hatırlamıyor mu? | Open Subtitles | أنتم تذكرون ما قاله بشأن الارتباط بمواعيد مستقبلية في العلاقات العاطفية |
| Bir halkla ilişkiler uzmanı ayarladım amacıma yardım etsin diye. | Open Subtitles | لقد استعنت بمتخصّصة في العلاقات العامة لمساعدتي في هذا الاتجاه |
| Muhtemelen ilişkiler hakkında birçok şey öğrendim. | TED | ربما اكثر ما استفدت منه هو الخبرة في العلاقات البشرية |
| Bunun sadece romantik ilişkiler ile sınırlı kalacağını düşünmüyorum. | TED | الآن، لا أعتقد أن الأمر سيكون محصوراً في العلاقات الرومانسية. |
| Uluslararası İlişkiler yüksek lisansıma başladığım zaman bunu öğrendiğimde, bir çeşit rahatlama hissetmiştim. | TED | حين علمت بهذا،في بداية تحضيري لشهادة الماجيستير في العلاقات الدولية، شعرت نوعاً من موجة من الارتياح. |
| İlişki sorunu yaşayan tek ben değlidim. | Open Subtitles | لم أكن الوحيد الذي يعاني من مشاكل في العلاقات |
| Belki biraz anal yaşıyorum... ve biraz kıskanç.... ama bir ilişkide bunların önemsiz olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | قد أكون في بعض الأحيان.. غيوراً بعض الشيء لكن أعتقد أن مثل هذه الأمور لا تكون مهمة في العلاقات الغرامية |
| Halkla İlişkiler'de başarılı olmak istiyorsan en iyi eğitim nedir? | Open Subtitles | ما هو التعليم المناسب إذا ما أردت النجاح في العلاقات العامة؟ |
| Doğu-Batı ilişkileri arasındaki değişimlerin sebep olduğunu belirtti ve ülkeye girecek her kadın ve erkeğe 200 dolar hoş geldin parası vermeye söz verdi. | Open Subtitles | تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد بدفعة ترحيبية قدرها 200 مارك شرقي |
| Bence ilişkilerde dürüst olman gereken ve kendine saklaman gereken şeyler vardır. | Open Subtitles | كما تعرفين، أعتقد أ، هناك أشياء في العلاقات يكون المرء صادقاً حولها |