| İspanyada ki Kalede bir hafta geçirecem. | Open Subtitles | أنا ذاهب لقضاء أسبوع في إسبانيا في القلعة. |
| Akşam Kalede yemeğimi yerken senle kardeşin adına kadeh kaldıracağım. | Open Subtitles | عندما أتعشى في القلعة هذا المساء أنا سأعمل خبز محمص إليك وأخوك |
| O ve tüm kardeşleri dev bir Kalede birlikte yaşarlarmış, ve birbirlerini çok ama çok severlermiş. | Open Subtitles | كانت تعيش مع أخوانها وأخواتها في وئام في القلعة الكبيرة. ويحبون بعضهم كثيراً. |
| İki gün at sürerek yaptığım işimde, benden Kale almamı bekleme. | Open Subtitles | ليست ضمن يومين من عمل توسلتي الي أن آخذه في القلعة |
| Hisar'daki tüm üstatlara da solmuş tüm parşömenlerde Uzun Gece'ye dair geçen tüm sözleri aramalarını söylerseniz Ölüler Ordusu'nu tümüyle yenmemizi sağlayacak bir şey bulabilirler. | Open Subtitles | وإذا كنت أقول كل ماستر في القلعة للبحث في كل كلمة من كل التمرير تلاشى حول ليلة طويلة، |
| Çıkrıklar kullanılamasın diye kırılmış, yakılmış ve kaledeki en derin zindana atılmış. | Open Subtitles | حُطّمَت المغازل وأُحرقَتْ كيلا تُستعمل أبداً وأُلقيَتْ في أعمق زنزانة في القلعة |
| Wu Kalesi'nde 2 gün içinde bir toplantı düzenleyeceğim. | Open Subtitles | سوف نعقد اجتماع خلال يومان في القلعة |
| Kalenin içinde yani! Hadi ama çocuklar. | Open Subtitles | في القلعة ، هيا يا رفاق |
| Yüksek Şatodaki Adam'ın eline geçmesi gereken bir filmi kaçıran kadını bulma niyetindeler. | Open Subtitles | إنهم مصممون على إيجاد امرأة تهرب فيلم "المرتبط بـ" الرجل في القلعة السامية |
| Bu öğrenci son olarak Cachtice şatosunda görülmüş. | Open Subtitles | آخر مرة رئيته فيها كان في القلعة |
| - Kafam karıştı. Rüyanda Kalede tutsak alınmış bir kız olduğunu söyledin sanıyordum | Open Subtitles | أنا مشوشة ، أعتقد أنك ذكرتي أنك كنت الفتاه المحبوسة في القلعة |
| Kasabanın dışındaki Kalede yaşıyor. Oradan uzak dursan iyi edersin. | Open Subtitles | انه يعيش في القلعة خارج المدينه.من الأفضل أن تبقى بعيداً عن ذلك المكان |
| - Sen Kalede kal. - Bana kalsa burada kalırdım. | Open Subtitles | . أنتِ ستبقي في القلعة . صدقني ، من الأفضل أن أبقى هنا |
| Adamlarından hiç biri Kalede değildi. Olsalardı görürdüm. | Open Subtitles | لا أحد من رجالك موجود في القلعة أنا ذاهب لمشاهدتهم |
| İçimizde, ikimiz de birbirimize ait olduğumuzu biliyoruz ve ayrı kalmak beni mahvedecek ama Kalede size daha çok yardımım dokunur. | Open Subtitles | داخلنا، كلانا نعرف بأنّنا نكون سوية وأن يكون كلٌ على حدة ذلك سيمزّقني إربا إربا لكن إستخدامي أكثر في القلعة |
| Bizi Kalede bekliyor, böylece ırkımızı kurtarma görevimize başlayabiliriz. | Open Subtitles | إنها تنتظرنا في القلعة لكي يمكن أن نبدأ مهمتنا لإنقاذ جنسنا |
| Kalede sana hoş bir oda vereceklerine pek güvenme. | Open Subtitles | لا تعتمد عليهم بإعطائك غرفةً جيدة في القلعة |
| Eşyalarınla ilgilenmiyorum sadece küçük Druid'in Kalede olduğunu gösteren bir şeyler arıyorum. | Open Subtitles | أنا لست مهتما بأغراضك , أنا أبحث عن دليل بأن صبي الكاهن ما زال في القلعة. |
| Kale'de bunu özleyeceklerini sanmam, değil mi? | Open Subtitles | نعم لا أعتقد أن أحد ما سيفتقده في القلعة بالأسفل |
| Görevin elması odaklı olduğunu duyduğumda Kale'nin erzak bölümüne bir göz atma gereği duydum. | Open Subtitles | أخذت لنفسي الحرية في انتزاع قالب لها من خزانة التجهيزات في القلعة |
| Hisar'daki herkes her şeyden şüphe eder. | Open Subtitles | الجميع في القلعة يشك في كل شيء. |
| Ama kaledeki periler onun ayrılmasını istemiyordu. | Open Subtitles | الجنيات في القلعة . لم يرغبون في جعله يرحل أليس كذلك ؟ |
| Pekâlâ, geceyi Natty Uzunpabuç'un Komik Kalesi'nde geçirelim. | Open Subtitles | "لنمضي الليلة في القلعة الهزلية لـ "ناتي لونغشو |
| Beni Yüksek Şatodaki Adam'a götürün ve ona filmi kare kare anlatayım. | Open Subtitles | خذني إلي الرجل في القلعة السامية أوصلني وبإمكاني وصفه بالتفصيل |
| Bu öğrenci son olarak Cachtice şatosunda görülmüş. | Open Subtitles | آخر مرة رئيته فيها كان في القلعة |