| Üniversitedeyken oda arkadaşıma tecavüz edilmişti. | Open Subtitles | عندما كنت في الكلية ، اُغتصبت زميلتي في الغرفة. |
| Benim Üniversitedeyken eşcinsel deneyimim oldu. | Open Subtitles | أنا كانت لديه تجربة جنسية مع ذكر اخر في الكلية |
| Okulda içinde yaratıcılık kasları gevşeyip duran kırpılan hayal güçlerinin uzamaya başladığı çocuklar var. | Open Subtitles | هناك أولاد في الكلية الذين لديهم قوة في الإبداع و الثناء والرعشة بسبب الخيال الكبير |
| Yakında bir çocuğu evli, biri üniversiteye gitmiş bir baba olacaktım. | Open Subtitles | قريبا سأكون أبا لديه ابنة متزوجة و ابن أخر في الكلية |
| Üniversitedeki kız arkadaşım Stacy'nin benden nasıl ayrıldığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كيف صديقتي في الكلية ستايسي.. أنهت علاقتها معي؟ |
| Kolejde basladim, mezun olduktan sonra ilk parali isimi yaptim. | Open Subtitles | بدأت به في الكلية ، وبعد تخرجي بدأت أخذ المرتبات |
| Bazılarınız şu anda üniversitede olabilir, ve siz bu heyecanı şu anda yaşıyorsunuzdur. | TED | ربما يكون بعضكم في الكلية الآن وتشعرون بهذه الإثارة في هذه اللحظة بالذات. |
| Biliyor musun, ben de Üniversitedeyken klavye çalardım. | Open Subtitles | تعلمون، كنت، اه، لعب لوحات المفاتيح في الكلية. |
| Yapma, çok komikler! Üniversitedeyken oynadığımız bir içki oyunu vardı. | Open Subtitles | أرجوك انها جميلة كنا نلعب لعبة الشرب في الكلية في تلك المنطقة |
| Öyleyse ne olacak ki? Bunu Üniversitedeyken her gün yapardık. Neden müzeye gitmiyoruz? | Open Subtitles | نحن نفعل هذا كل يوم في الكلية هل تريدون الذهاب للمتحف ؟ |
| Maggie, Okulda psikoloji dersi görüyorum ve sana bir şey sorabilir miyim diye merak ettim. | Open Subtitles | ماغي، إنني آخذ مادة علم النفس في الكلية و كنت أتساءل إن كان بإمكاني سؤالكِ |
| Okulda herkes bana gülüyor. Fakat benim umurumda değil. | Open Subtitles | الجميع في الكلية يضحكون في وجهي لكن أنا لا أهتم بهم |
| Yapmıyorum. Yapamam. Bilmiyorum, sanırım Okulda o dersi kaçırmışım. | Open Subtitles | لا أعرف، لا أستطيع لا أعرف كيف فوّت ذلك الدرس في الكلية |
| Bundan on yıl sonra, seni temin ederim ki 17 yaşındayken çıktığın aptal bir çocuğu değil hangi üniversiteye gittiğini önemseyeceksin. | Open Subtitles | بعد عشر سنوات من الآن، أعدكِ ستهتمين أكثر بمكان ذهابكِ في الكلية أكثر من شاب غبي واعدتيه عندما كنتي في ال17. |
| Anne, üniversiteye gitmesi yakın olan 4 çocuğun daha var. | Open Subtitles | ماما، انتى سوف يكون لديكى أربعة أطفال في الكلية قريبا. |
| üniversiteye gittin, bunu bilmelisin. | Open Subtitles | ألم تكوني في الكلية من قبل؟ يجب أن تعرفي هذا |
| Aileleri hakkında Üniversitedeki çocuklarla konuşurduk, ailelerle çocukları hakkında görüşürdük. | Open Subtitles | كنّا نأخذ الأبناء ونستجوبهم إن كانوا في الكلية استجوبناهم عن آبائهم واستجوبنا الآباء حول أبنائهم |
| Üniversitedeki kız arkadaşım çok tatlı. | Open Subtitles | تعلمين , حبيبتي في الكلية كانت لطيفة جداً |
| Kolejde de kalbime bir şey olana kadar iyi bir derece yapamadım. | TED | ولم أحققها حتى في الكلية.. حتى حدث شيء ما في قلبي. |
| Lorelai bugün üniversitede ticaret dersi alıyormuş bizi görmek için uğrayayım demiş. | Open Subtitles | لوريلاي كانت تأخذ بعض الأعمال في الكلية هذا اليوم وعزمت على رؤيتنا |
| Bu hafta, okuldaki üç yılımdan daha fazla matematik öğrendim. | Open Subtitles | أظنني تعلمت رياضة هذا الأسبوع أكثر من ثلاث سنوات في الكلية |
| Sara, camdan atılan... üniversiteli kızla ilgili çok iyi bir şey buldum. | Open Subtitles | سارة، لقد حصلت على شيء جيد جدًّا بخصوص الفتاة التي أُلقيت من النافذة في الكلية |
| Geçen perşembe Fakülte toplantımız vardı. | Open Subtitles | كان لدينا اجتماع في الكلية الخميس الماضي |
| Pekala. biz Okuldayken, ve siz ikiniz tanışmadan önce, | Open Subtitles | حسنا، عندما كنا في الكلية و كان الأمر قبل أن تلتقيا |
| - Üniversiteyi orada okuyacağım. | Open Subtitles | أود أن أذهب بعيداً عند الدراسة في الكلية |
| Ama, üniversitede bir olay oldu. | Open Subtitles | لكن هذا بسبب شيء ما في الكلية التي كنت أذهب إليها. |
| Sunil, bütün üniversite Rahul'un bir kıza deli olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | الجميع في الكلية يعرفون ان راهول مجنون بحب فتاة معينة |