"في الكوكب" - Translation from Arabic to Turkish

    • gezegendeki
        
    • gezegene
        
    • gezegende
        
    Metafor açıktır: Dağa bir birey olarak girersiniz, ancak bitkinlik, fedakarlık yoluyla, gezegendeki yerini tekrar teyit etmiş bir halk olarak çıkarsınız. TED والمجاز هنا واضح: أنك تدخل إلى الجبل كفرد ومن خلال التعب والتضحية وتخرج كمجتمع جدد مرة أخرى مكانه في الكوكب
    yaklaşık 50,000 yıl önce insanların sayısı büyük bir artış gösterdi, ve hemen gezegendeki hakim tür olduk. TED حوال 50,000 سنة خلت عدد البشر تزايد بشكل هائل، وبسرعة كبيرة أصبحنا الصنف المهيمن في الكوكب.
    Baş edemiyorum. Her damlasını sanki gezegendeki en lezzetli şeymiş gibi içiyor. Open Subtitles لا يمكنني التحمل ، إنه يرتشف كل رشفة كما لو أنها أكثر مذاق شهي في الكوكب
    Birçok küçük parçaya ayrılıp gezegene çarptı. Open Subtitles تفتت لقطع مختلفة عديدة، تحطمت في الكوكب.
    Bu gezegende dolaşan şeyi bilmiyorsun. Open Subtitles أنت لا تدركين كنه ذلك الشيء الطليق في الكوكب
    Bir boyama işletmem var. gezegendeki en büyük işletme olabilir. Mesele bu değil. Open Subtitles أستطيع أن أكون الأكبر في الكوكب من هذه النقطة
    Bu seni en yoğun gezegendeki en yoğun insan yapar. Vın! Open Subtitles مما يجعلك الرجل الأكثر كثافة في الكوكب الأكثر كثافة مسلي
    Ama bu adamlar gezegendeki herkesten kırk adım öndeler; her şeyin içindeler. Open Subtitles الأمر هوَ أن هؤلاء الرجال متقدمينَ بـ40 خطوة على كل من في الكوكب
    gezegendeki en büyük çölün ani ve önlenemez ilerleyişi. Open Subtitles الزحف المفاجئ والغير متوقع لأعظم الصحاري في الكوكب
    Yerel direnişler ve yüklülerin varlığı ile burası gezegendeki diğer tüm karakollardan daha şiddetli. Open Subtitles المقاومة المحلية وحضور الفضائيين مرتفع هنا أكثر من أي قاعدة في الكوكب
    Kurucu, Makineyi gezegendeki her erkek kadın ve çocuğu öldürmek için kullanmak istiyor. Open Subtitles المؤسس يريد استخدام الآلة ليقتل كل رجل وامرأة وطفل في الكوكب
    Biraz yavaşlamalısın. gezegendeki her hatunu beceremezsin. Open Subtitles عليك أن تهدأ , لا يمكنك مضاجعة كل فتاة في الكوكب
    gezegendeki tüm hayvanları yok edip tekrar iskan ettiremezsin. Open Subtitles ليس من المنطقي إبادة كل حيوان في الكوكب وإعادة توطينه
    Ne olabileceğini merak ettim, o yüzden daha hızlı dönen dev çarpışmaların benzerini yapmayı denedim ve gezegendeki materyalle aynı karışımından bir disk oluşturmanın mümkün olduğunu buldum. TED كنت أشعر بالفضول حول ما يمكن أن يحدث، لذلك حاولت تحفيز اصطدامات عملاقة بدوران أسرع، فوجدت أنه من الممكن إنتاج قرص من نفس تركيبة العناصر الموجودة في الكوكب.
    Küçük bir teknoloji sayesinde, birkaç 10,000 yıl içinde gezegendeki tüm su havzalarını ele geçirene ve hakim tür olana kadar, dünyanın geri kalanına ortalama her yıl iki kilometre mesafesinde göç ettik. TED وهاجر البشر إلى باقي العالم بمعدل كيلومترين في السنة حتى قمنا بعد بضع عشرات ألوف من السنوات باحتلال كل مستجمع أمطار في الكوكب وأصبحنا النوع المهيمن، بقدر بسيط من التكنولوجيا.
    Öyle büyük ki, gezegendeki her şeyi etkiler. Open Subtitles كبيراً كفاية ليؤثر على كل شيء في الكوكب
    Sonra bitkiyi alabildiğim tek gezegene Wraithler bir yerleşim merkezi kurdular. Open Subtitles ثم الريث وضعوا موقع متقدم ...في الكوكب الوحيد حيث أحصل على الأعشاب
    Kirk'den Atılgan'a. Sondaladıkları delikten gezegene bir şey fırlattılar. Open Subtitles من (كيرك) إلى (إنتربرايز) لقد أسقطوا شيئاً في الكوكب ..
    Bizi bir gezegene mi bırakacaksınız? Open Subtitles تعني أن تتركنا في الكوكب
    Belki de ışın onları gezegende bir yerlere taşımıştır. Open Subtitles ربما المطرقة نقلتهم الى مكان آخر في الكوكب
    İlk karşılaştığımız gezegende onlara olan buydu. Ölüyorlardı. Open Subtitles هو ما كان يحدث لهم في الكوكب حيث التقينا أول مرة كانو يموتون
    gezegende de aynısı oldu, birşey gördüm ve o oldu. Open Subtitles لقد كان مثل الذي حدث في الكوكب,رأيت شيئاً,وبعد ذلك حدث ما رأيت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more