"في المتجر" - Translation from Arabic to Turkish

    • dükkanda
        
    • Mağazada
        
    • dükkânda
        
    • Dükkandaki
        
    • mağazadaki
        
    • markette
        
    • Marketteki
        
    • mağaza
        
    • mağazanın
        
    • Dükkândaki
        
    • mağazaya
        
    • Benç'te
        
    • marketteydim
        
    • Alışveriş merkezinde
        
    Gariptir ki, dükkanda yaptığın konuşma, - bana babamı hatırlattı. Open Subtitles غريب , الطريقة التي تحدثتي بها في المتجر ذكرتني به
    dükkanda beni uyarmak istediğin başka bir ürünün var mı? Open Subtitles أهناك أي منتوج آخر في المتجر ترغب في تحذيري عنه؟
    Nihayet ödediğimiz borçlar, eski sevgililerden gelen mektuplar Mağazada harika gözüken ama göğüslerinizi terleten ve kesinlikle tartışmaya değmeyen deri bir yelek. Open Subtitles الديون التي دفعناها أخيرا أو رسائل من صديق قديم سترة جلدية كانت تبدو رائعة في المتجر ولكنها سببت تعرقا ولم تكن تستحق
    dükkânda babanın başına sürekli acayip şeyler geldiğini söylediğini hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر في المتجر عندما قلت بأن هناك أشياء غريبة تحدث لوالدك؟
    Dükkandaki her şeyin üzerinde kırmızı nokta var sanıyordum. Open Subtitles حسبت أن كل شيء في المتجر كان به نقطة حمراء
    mağazadaki kadınlar, beden ölçülerin hakkında falan bir sürü soru sordu. Open Subtitles السيدات في المتجر سألنني كافة انواع الاسئلة عن قياسك وكل شئ
    En korkunç kısmı ise çocuklarımı unuttum ve bütün gece markette kaldılar. Open Subtitles الجزء المريع هو أنني نسيت أولادي و تركتهم طوال الليل في المتجر
    Ve dükkanda çalışmak çok zor olduğundan, okula gitmeyi severdim; cennet gibiydi. TED و لأن العمل في المتجر كان في غاية الصعوبة أحببت الذهاب الى المدرسة، كانت المدرسة جنة لي.
    dükkanda değil, ayrıca bu gece bir toplantı yok! Siyasi toplantı da yok. Open Subtitles ليس في المتجر ولا يوجد اجتماع الليلة لا يوجد اجتماع سياسي
    dükkanda dilimlerdim. Open Subtitles يجب أن تطهـِّري الجرح. أنا معتادة على ذلك بسبب عملي في المتجر.
    Mağazada her gün hayatlarını, hayallerini planlayan mutlu çiftler görüyordum. Open Subtitles رأيتهم كل يوم في المتجر زوجان سعيدان يخططان لحياتهم وأحلامهم
    Mağazada ne olduğunu biliyorum, çünkü mağazalar hemen hemen aynı. Open Subtitles حسناً, إذاً اعلم ما يوجد في المتجر لأنها كلها متطابقة
    Sorun tabii ki şudur, Mağazada yaptığınız karşılaştırmayı bir daha asla yapmayacaksınız. TED والمشكلة، بالطبع، هي المقارنة التي قمت بها في المتجر هي مقارنة لن تقوم بها بتاتاً مرة أخرى.
    dükkânda ya da poligonda sıra dışı bir şey olmuş muydu? Open Subtitles هل من نشاط غير مألوف في المتجر أو في ميدان الرماية؟
    dükkânda çalışmayı oldukça seviyorum ama sonsuza dek orada kalmayı da istemiyorum. Open Subtitles إنّي أحب العمل في المتجر تماما، لكني لا أريد البقاء هناك للأبد.
    Dükkandaki işi bulmamı sağladığın için sağ ol. Open Subtitles شكرا لمساعدتك لي في الحصول على عمل في المتجر
    Evet. Dükkandaki adam, bunun en az bakım gerektiren şey olduğunu söyledi. - Teşekkür ederim. Open Subtitles أجل، قال العامل في المتجر إنها أقل شيئ يحتاج إلى عناية شكراً لك
    Lionel, mağazadaki adam bana kartını verdi. Open Subtitles ليونيل , هناك رجل اعطاني بطاقته في المتجر
    mağazadaki adam bir tane daha önerdi. Bunu sen de seversin. Open Subtitles الرجل في المتجر أراني واحد آخر أنت ستحبه
    markette kavga çıkardı. Open Subtitles نعم، إنه لديّ هنا لقد بدأ قتال في المتجر العام
    Annem Marketteki garip kadının süper taklidini yaptı. Open Subtitles للفتاة الغريبة التي في المتجر أجل أعرفها ، فلنسمع إذاً
    Çok yoksullar için plastik atık kullanarak her şeyin satın alınabileceği dünyanın en büyük mağaza zinciriyiz. TED نحن أكبر سلسلة متاجر في العالم تخدم الفقراء للغاية، حيث يمكن شراء أي شيء في المتجر مقابل المخلفات البلاستيكية.
    mağazanın birinde kartının reddedilmesi gibi bir şeyi hiç yaşamamış. Open Subtitles لم يشعر أبداً بشعور أن يملك بطاقة إئتمان فارغة في المتجر
    Dükkândaki adamı vurmanız için seni ve arkadaşını kim kiraladı? Open Subtitles لقتل الرجل في المتجر ؟ لا أعرف ما تتحدث عنه
    Bilirsin işte, Zoey mağazaya çevre dostu çiçek reyonu açmak istiyor. Open Subtitles اتعلم ، زوي تفكر في فتح قسم ازهار صديق للبيئة في المتجر.
    Bugün Vork Benç'te çok güzel kıçlar var. Open Subtitles هناك من يعبث في المتجر اليوم
    Aradığında marketteydim, ve senin için getirebileceğimi düşündüm. Open Subtitles كنت في المتجر عندما اتصلتي لذا فكرت في أن أجلبها لكي
    Hayır, yalnızca Alışveriş merkezinde fotoğraf çekiyordum ve seni camdan gördüm. Open Subtitles لا, فقد كنت فقط أخذ صوراً في المتجر, ورأيتك عبر النافذة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more