| Çalıştığım Dükkanda ya da işleri öğrendiğim Dükkanda, üstat, usta, kalfa ve çıraktan oluşan bir hiyerarşi vardı. Ben çırak olarak çalıştım. | TED | في المحل حيث درست أو تعلمت، كان هناك رتب وظيفية تتألف من الخبير، والبارع، والعامل المدرب، والتلميذ وأنا عملت كتلميذة |
| Dükkanda devamlı yardım gerekebilir bana. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنني أحتاج بعض المساعدة في المحل |
| Ne düşündüğünü biliyorum, Oscar. Ama o Mağazada gördüğümüz yavan bir şeydi. | Open Subtitles | أعلم مالذي يخطر ببالك أوسكار، لكن ذلك الذي في المحل غير حقيقي |
| Benden sadece Dükkânda ne haberler olduğunu mu duymak istedin? | Open Subtitles | أردت مني أن أقول لك ما هو الجديد في المحل,لذلك |
| Yaklaşık bir hafta önce birkaç adam dükkana geldi ve bir Hummer için özel donanımlar istediler. | Open Subtitles | زوجين من الرجال تأتي في المحل حوالي أسبوع قبل، يريد حزمة الرئاسية على هامر. |
| Patlama FBI ajanlarının seri katil Harold Epps'i aradıkları Dükkanda gerçekleşti. | Open Subtitles | وقع الإنفجار بينما كان عملاء الإف بي آي يبحثون في المحل عن القاتل المتسلسل الهارب هوارد إيبز |
| Yakıyor di mi? Dükkanda başka rengi kalmamıştı. | Open Subtitles | ماحدث هو انني لم اجد لوناً اخر كل الالوان انتهت في المحل |
| Şeyy, Dükkanda bal kavanozunu gördüm ve dükkan sahibi dedi ki... | Open Subtitles | لقد رأيت فقط بعض العسل في المحل ، الرجل قال أن... |
| Gelip seninle arardım ama Dükkanda anneme yardım etmem gerek. | Open Subtitles | سوف اخرج للبحث معك لكن يجب ان اساعد امي في المحل |
| Bilmem. Dükkanda gördüm ve aklıma sen geldin. | Open Subtitles | أنا لا أعرف , أنا فقط رايته في المحل وفكرت بك |
| Dükkanda o şeytanlar gençleri ele geçirmişti. | Open Subtitles | فقط.. في المحل أولئك الشياطين المستحوذين على المراهقين |
| Ve her nasılsa henüz bir Mağazada görmediyseniz, en azından yakın bir zamanda göreceğinizden emin olabilirsiniz. | TED | وإذا كنت لم تر أحد هذه الجوالات في المحل الذي بقربك بعد، فكن مطمئناً أنك ستجدها قريباً يوماً ما. |
| Küçük kartlar bastırırsan, onları Mağazada dağıtabilirim. | Open Subtitles | كان لا بد أن تقوم بطباعة بعض البطاقات وكنت سأقوم بتوزيعها في المحل |
| Mağazada işler çok yavaş. Otelde nasıl gidiyor? Çok yoğun. | Open Subtitles | الحركة جداً بطيئة في المحل كيف حال الحركة في الفندق ؟ |
| İki çırak birden olur Dükkânda, ne güzel. [HAREKETLİ MÜZİK BAŞLAR] | Open Subtitles | من الرائع أن يكون لي متدربين إثنين يعملان في المحل معًا |
| Ama yabancıların Dükkânda öylece dolaşmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع ترك غرباء يتحركون في المحل |
| Eee, Dükkânda da uyumamak lazım. | Open Subtitles | إلا إني كان يجب ألا أنام في المحل |
| - ...arkadaşın Bun seni görmeye dükkana geldi. | Open Subtitles | على اية حال إن صديقتك بن كانت في المحل وقد جاءت من أجل أن تراك ؟ |
| Sürprizlerim var. Dükkandaki sonuncu ve benim bedenim. Şans. | Open Subtitles | لدي بعض المفاجآت إنه آخر ما في المحل و هو مقاسي أنا محظوظة أليس كذلك ؟ |
| Eğer o kumandayı çalarsak Mağazadaki bütün TV'lerin kontrolünü ele geçirmiş oluruz. | Open Subtitles | نسرق الريموت و نتحكم في التلفزيونات في المحل |
| Beni tamirhanede sağı solu ararken yakaladı. Benimle sanki bir suçluymuşum gibi konuştu. | Open Subtitles | قبض عليّ أفتّش في المحل تحدّث معي كأنني مجرمة |
| Booth ve Brennan, gelinlik dükkanında denerken görmüşler. | Open Subtitles | بووث وبرينن رأوك تجربينه في المحل وتقفزين مع خطيبك؟ |
| Biraz itiraz etti ama, ikna oldu. Şimdi markette. | Open Subtitles | كما تعرف،لقد ضايقتني قليلاً لكنها بخير،إنها في المحل |