| Buraya gelirken, limanda bir tekne görmüştük. | Open Subtitles | لقد رأينا قارب في المرفأ ونحن في الطائرة |
| Kartelin kokaini kaçırmak için limanda kullandıklarıyla aynı. | Open Subtitles | لتهريب المخدرات, لقد وجدناها في المرفأ هذا صحيح. |
| Evet ama limanda demirli bir gemi varsa, terminal de açık olmak zorunda. | Open Subtitles | أجل، لكن لو رست سفينة في المرفأ ستظلّ المحطة مشغلة بعدد منخفض من العاملين. |
| Limandaki baskında aldığınız kokaini. | Open Subtitles | الكوكياين الذي حصلت عليه من التمثال في المرفأ |
| Limandaki herkesle konuştum. | Open Subtitles | أجريتُ مقابلة لكلّ من كان في المرفأ. |
| Bu sabah erken saatlerde rıhtımda ele geçirilmişler. | Open Subtitles | لقد استوليَ عليهم في غارةٍ هذا الصباح في المرفأ |
| İskeledeki adamsın. Bizi ölüme terk edecektin. | Open Subtitles | هناك في المرفأ كنت ستقتلنا بمجرد أن تنظر إلينا |
| Yani onu dövdünüz mü? Hayır, kayıkhanedeki bir yatağa taşıdık ve sabah, ona kahve verdik. | Open Subtitles | كلاّ، لقد سحبناه إلى السرير في المرفأ وسكبنا له القهوة في الصباح |
| Göçmenlik görevlileri, onlar gemiden inmeden limanda kontrol ettiler. | Open Subtitles | مسؤولو الهجرة يقوموا بمقابلة القوارب وهى في المرفأ ويقوموا بفحصهم بالطريقة الصحيحة على السفينة |
| Bu adamı sen gittikten sonra limanda gördüm. | Open Subtitles | كان يتجول في المرفأ بعد مغادرتك |
| "limanda bir gemi güvendedir ancak gemiler limanda kalmak için yapılmadılar." | Open Subtitles | "القارب في المرفأ آمن" "ولكن هذا ليس مابنيت له القوراب" |
| Onları limanda gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهم في المرفأ |
| Sadece bir gün için limanda demirliğiz. | Open Subtitles | نحن في المرفأ ليوم واحد فحسب |
| Çünkü biri onu limanda delik deşik etmiş. | Open Subtitles | لأنّ أحدهم قام بتقطيعه في المرفأ . |
| Şuna bakın, Limandaki ayak takımı da buradaymış. | Open Subtitles | الشحاذون الذين في المرفأ |
| Şuna bakın, Limandaki ayak takımı da buradaymış. | Open Subtitles | الشحاذون الذين في المرفأ |
| rıhtımda bir şeyleri altüst ediyormuş. | Open Subtitles | إنه يسبب نوعاً ما من فوضى مضحكة... في المرفأ |
| Kayığım güney tarafındaki rıhtımda terk edilmiş. | Open Subtitles | . تم إيقاف قاربي في المرفأ الجنوبي |
| 86 yılında aynı iskeledeki vinçten atlayan birisi olmuş. | Open Subtitles | وقفز آخر عن رافعة تحميل سفينة في المرفأ نفسه في 1986 |
| İskeledeki adamı... | Open Subtitles | ذاك الرجل الذي في المرفأ... |
| Affedersiniz, kayıkhanedeki adamın dediğine göre siz iki herif, Dr. Wexler'ın takım arkadaşıymışsınız. | Open Subtitles | الرجل في المرفأ الرئيسي قال لي... أنّ الد. (ويكسلر) كان زميلكم في فريق الفتيان |
| kayıkhanedeki patlama. | Open Subtitles | في المرفأ |