| Bir canavar, Noel ağacının tepesindeki yıldızı çalmış ve Depoda bir yerde saklıyormuş. | Open Subtitles | الجني الأخضر سرق النجمة من على شجرة العيد و لقد خبأها في المستودع |
| Olay yeri ekibi Depoda herhangi bir fiziksel kanıt bulamadı. | Open Subtitles | لم يعثر فريق البحث الجنائي على دليل ملموس في المستودع |
| Paul ve ben orada olmazsak, 200 tanesi Depoda kaybolacak, ve 50 tanesi de denetlenecek ve asla geri iade edilmeyecek. | Open Subtitles | إذا أنا و بول لن نكن هناك ، سنفقد 200 في المستودع و 50 سيتم فحصها و لن نستطيع إرجاعها أبداً |
| Sana o meteor yağmurunda ne oldu bilmiyorum baba ama sanırım sen o Depodaki şeye hayal edebileceğimden daha çok bağlısın. | Open Subtitles | لا أعرف ما حدث لك في سيل النيازك ذلك، أبي لكني أعتقد أنك مرتبط بما كان في المستودع أكثر مما تصورت |
| Pekâlâ, ama seni uyarayım Depo'da geçmiş her zaman geçmişte kalmaz. | Open Subtitles | حسنا، كلمة تحذير في المستودع الماضي لا يبقى دائماً في الماضي |
| Partide o da vardı. Onu geçen hafta kızları bıraktıkları ambarda görmüştüm. | Open Subtitles | كان في الحفلة, رأيته في المستودع حيث أحضروا الفتيات في الأسبوع الماضي |
| Hepinizi kovmalı, terfi indirimi yapmalı veya sekizli tavukla aynı depoya koymalıyım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أطردكم جميعاً أو أنزلكم رتبة أو أضعكم في المستودع مع دجاج الأوكتو |
| Garip Depodayım. Erken kalktım bir kontrol etmek istiyorum. | Open Subtitles | في المستودع الغريب، إستيقظت مبكّرًا... |
| Depoda bulduğumuz sıvıyı tanımlayabildik. | Open Subtitles | تمكنا من التعرف على السائل الذي وجدناه في المستودع |
| Üç saat kadar önce, Depoda buluşmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن نتقابل في المستودع منذ 3ساعات |
| O sırada Depoda çalışmakta olan 35 yaşındaki Lee adlı şahsın dumandan zehirlendiği bildirildi. | Open Subtitles | لي البالغ من العمر 35 عاماَ والذي كان يعمل في المستودع تضرر نتيجة استنشاقه للدخان |
| - Çünkü dün gece Depoda düşürdüm sanırım. | Open Subtitles | لأني أعتقد أني أوقعتها في المستودع ليلة البارحة |
| Bugün Depoda ne yapıyordunuz? | Open Subtitles | ما الذي كنتما تفعلانه في المستودع اليوم؟ |
| Yalnız ben yan taraftaki Depoda yapmayı düşünüyordum, olabilir mi? | Open Subtitles | ماعدا بأنني كنت أفكر بأن ربما نعملها في المستودع بجانبا هنا |
| Ama bunun Depodaki diğer fonksiyonları etkileyecek kadar yayılımcı olduğuna dikkat etmemiştik. | TED | لكننا لم ندرك فقط كيفية انتشار طريقة التفكر هذه امتدادها لوظائف أخرى في المستودع. |
| Depodaki kız, onun adı Annoucheka Ravinska. | Open Subtitles | حسنا الفتاة التي كانت في المستودع كان اسمها انوشكا رافينسكا |
| Depodaki adamlar... onların kim olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | إولائك الرجال في المستودع لم أكن أعرف من هم |
| Bayan Bering, Bay Lattimer Depo 13'e hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مسز بيرنغ مسز لاتيمير مرحباً بكم في المستودع رقم 13 |
| Beckman veya Depo hakkında endişelenme Chuck. | Open Subtitles | لا تحمل هم الاقتحام في المستودع أو بيكمان يا تشاك |
| Pentagon ambarda bulduğunuz naquadria ile çalışmalara yeniden başlanması konusunda istekli. | Open Subtitles | البنتاجون متحمس لإستكمال البحث على النكوادريا التي وجدتموها في المستودع |
| depoya gidip eski müdürün eşyalarına bakmalıyız. | Open Subtitles | علينا ان نفتش في اشياء الآمر السابق في المستودع |
| - Dan şu anda Depodayım. | Open Subtitles | دان)، أنا في المستودع) |
| Warehouse 13'ün önceki bölümlerinde: | Open Subtitles | {فوزي مقاط} سابقاً في المستودع الثالث عشر ترجمة فوزي مقاط |
| Bir depodalar dostum! | Open Subtitles | إنها في المستودع يا رجل |