| Bir saat sonra, hayatında ilk defa bir endüstriyel robot görüyor. Bu robotu fabrikada birtakım işleri tamamlaması için programlamak zorunda. | TED | وبعد ساعة من رؤيتها أول روبوت صناعي خاص بها قامت ببرمجته ليقوم ببعض المهمات في المصنع |
| Yani ilk başta siyahi kadınların fabrikada çalışmasına izin verilmiyordu. | TED | لذلك قبل كل شيء، لم يكن يُسمح للنساء السود بالعمل في المصنع. |
| fabrikada benim için güzel sanatlar departmanı oluşturdu ve ben orada aylarca çalıştım. | TED | وهناك في المصنع أنشأ لي قسم للفن حيث عملت لعدة أشهر |
| fabrikada onun bir özel harekatta yer aldığı biliniyor. | Open Subtitles | في المصنع ، يعلمون بأنه في أحدى الفرق الخاصة و سيعود قريبا. |
| Ohio, Toledo'da yaşayan Mike Johnson Fabrikadaki işini, Meksika Monterrey'de yaşayan Miguel Sanchez'e kaptırmıyor. | TED | مايك جونسون في توليدو ، أوهايو لم يفقد وظائفهُ في المصنع إلى ميغيل سانشيز في مونتيري ، المكسيك. |
| Bölge 117'de Atar Park'ın yanındaki Fabrikanın arkasında bir yaralı var. | Open Subtitles | المنطقة 117 ، مواطن مصاب في المصنع مقابل حديقة نجمة المساء |
| Bak geç kaldığım için kusura bakma, fabrikada geç saate kadar çalışmak zorundaydım. | Open Subtitles | اسمعي , أنا لا يمكنني أن أتأخر لقد رأيتِ بأنني كنت أعمل في المصنع يا حبي |
| Hayır, bir başkası ne zaman gelir bilmem. fabrikada grev var. | Open Subtitles | كلا ، لا أعلم متى سأحصل على سوار آخر ، هناك إضراب في المصنع |
| Yemek yemeyecek, fabrikada yemeye koşullayacağız. | Open Subtitles | لن يكون بحاجة إلى الطبخ سنقوم بتوليفه على أن يأكل في المصنع |
| fabrikada şef ve çalışanlar bizi kabul salonunda sıcak bir şekilde karşıladılar. | Open Subtitles | في المصنع رحب بنا المدير والعمال ترحيبا حارا في غرفة الرسم |
| Sanırım kendisi fabrikada. | Open Subtitles | أظنه في مكان ما في المصنع ، إنتظري من فضلك |
| fabrikada pisliğe bulanmış bazı kutuları taşıttılar. | Open Subtitles | جعلوني أقوم بنقل بعض الصناديق المتسخة في المصنع |
| Gel. fabrikada bu garip oyunu buldum. | Open Subtitles | تعالي، لقد وجدت تلك اللعبة الغريبة في المصنع |
| Bakın, hakiki deriyi fabrikada döşerler. Yapabileceğimiz bir şey yok ama patronumla görüşeceğim. | Open Subtitles | إنهم يضعون الطلاء في المصنع و لا يمكننا أن نفعل شيئاً ، لكن ساكلم رب العمل |
| fabrikada çalışırken oluşturduğumuz bir gruptu. | Open Subtitles | إنها مجموعة تكونت حين كنا نعمل في المصنع |
| Hala fabrikada. Mola odasını bir kiliseye dönüştüyor. | Open Subtitles | لا يزال في المصنع انه يغير غرفة الاستراحة الى مصلى |
| fabrikada güzel bir iş, güzel, sabit bir gelir beni 30 yıl kandırması için yeter de artar bir para. | Open Subtitles | عمل مرموق في المصنع ... راتب ثابت وجيد فقط كاف من أجل, أنت تعلم إعالتي لما يقارب الثلاثين سنة تقريباً |
| Bay Wonka, beni hatırlar mısınız bilmiyorum, ama ben bu fabrikada çalışmıştım. | Open Subtitles | استاذ وانكا.. لا أعرف إن كنت ستتذكرني ولكني عملت معك هنا في المصنع |
| Fakat Fabrikadaki herkes zamanını güzel sanatlar departmanında geçiriyordu. | TED | ولكن كان كل الذين في المصنع يقضون وقتهم في قسم الفن |
| Ama büyükbaba, birileri Fabrikanın çalışması için Bay Wonka'ya yardım ediyor olmalı. | Open Subtitles | لكن يا جدي لابد أن يكون هناك عمالاً يساعدون السيد وونكا في المصنع |
| Fabrikayı dolaşmak için en akıllıca yol asansörü kullanmak. | Open Subtitles | هذا المصعد هو أفضل طريقة للتنقل في المصنع |
| Kimya fabrikasında olacak kötü şeyler hakkında konuştum. | Open Subtitles | أنا اتحدّث عن شيء سيئ سيحدث في المصنع الكيميائية. |