| Ben, kızların Ukiyo-e'lerini yaptıktan sonra, onlar, limana yakın bir Galeride kapatırlar. | Open Subtitles | بعد أن أرسم الفتيات الصغار اليوكيو, فهي تعلق في المعرض قرب الميناء. |
| Galeride express tren kadar... çabuk heyecanlanıyor. | Open Subtitles | الحياة تقوم ببعض الحيل الغريبة علي. لقد أرتاحت كثير عندما كنا في المعرض. |
| fuarda at satarak iyi yüzde alırsın. | Open Subtitles | بإمكانك بيع مجموعة من الأحصنة في المعرض و ستحصل على نسبة |
| Ve onların da, "Westinghouse fuarda, bu tekparça lambaların tek bir tanesini bile hiçbir surette kullanamaz" deme hakkı vardı. | Open Subtitles | وجعلوا قاضيا ما يؤيد هذا لم تستطع ويستنجهاوس ان تستخدم لمبات الفتيل الواحد في المعرض |
| Panayırda kazandığımız parayı bu gece yemeğe ve yatmaya harcayacağız. | Open Subtitles | إذا أنفقنا المال الذي جنيناه في المعرض سيبقى ما يكفي للنوم و الطعام الليلة |
| Küçük basket topu, Panayırda oynadığından. | Open Subtitles | كرة بايسبول صغيرة مثل الّذي تفوز بها في المعرض |
| Çevre fuarına yazıldınız mı? | Open Subtitles | أقمتم بالتسجيل في المعرض البيئي ؟ |
| Hem üzerimdekini hem de New York Sanat Kitapları Merkezi'ndeki Sergide teşhir edileni. | TED | واحد أرتديه وآخر في المعرض بمركز فنون الكتاب في نيويورك |
| - Tüm mürettebat mutfaktadır. | Open Subtitles | -الطاقم كله في المعرض. |
| Bu tablonun Galeride olduğunu hatırlıyor musunuz? Gören herkes onu almak istiyordu. | Open Subtitles | اتذكرون هذه اللوحة عندما كانت في المعرض,الكل اراد شرائها؟ |
| Resimler Galeride gördüğüm iki katile aitti. | Open Subtitles | أظهرت الصورُ القاتلَيْنِ الذين رأيتهما في المعرض |
| Ya da çocukça bir şey istiyorsan, telefonu Galeride unuttuğunu ve mesajı görmediğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أو إذا كنت تبحثين عن أمرا صبياني تستطيعن أخباره بأنك نسيت الهاتف في المعرض ولم تستلمي الرسالة |
| Bu bir sanat eserinin tanımı. Tek fark Galeride değil, kırlarda olmaları. | Open Subtitles | هذه الكلمات تعرف العمل الفني إن لم يكونوا في المعرض |
| fuarda "Doğru Yolu Gösterme" diye bir program var risk çağındaki genç erkekleri suç işlemekten kaçınmaları için korkutabilirsiniz. | Open Subtitles | هناك برنامج "أسوياء بشكل مذهل" في المعرض مما يتضمنك و أنت تتحدث عن مخاطر الشباب لتخيفهم من السلوك الأجرامي |
| Bu gün fuarda çok eğlendim seninle çalışmaktan, bizim için bir şeyler yapmaktan. | Open Subtitles | إستمتعت كثيراً هذا اليوم في المعرض العمل معك في شئٍ نملكه بالكامل |
| Ve fuarda yediğim bütün o keten tohumu içimde dönmeye başladı. Hadi eve gidelim. | Open Subtitles | و كلّ تلك الحبوب التي تناولتُها في المعرض بدأت تنقلب عليّ، لذا دعنا نعد للبيت. |
| Dün geceki Panayırda, Korku Tünelinde kaybolan bir kız olayı var. | Open Subtitles | لدينا امرأة اختفت من قطار الأشباح في المعرض الليلة الماضية. |
| Gazetelerde Panayırda kaybolduğu yazıyor. | Open Subtitles | يقول في الأوراق التي فقدت في المعرض. |
| Çevre fuarına yazılmayı unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسوا التسجيل في المعرض البيئي |
| Değil. Bu Sergide değeri 50,000'in altında bir tablo yoktur. | Open Subtitles | على الإطلاق لا توجد لوحة في المعرض كله سعرها يقل عن 50 ألفاَ |
| - Tüm mürettebat mutfaktadır. | Open Subtitles | -الطاقم كله في المعرض. |
| Söylediğim gibi, gösterideydim | Open Subtitles | ماذرز. كما قلت، وكنت في المعرض. |