| Yaptıkları şeyler beni geri getirmeye yaramadı ama, ama bulunduğum yerde büyük etkisi oldu. | Open Subtitles | لم تجدِ مساعيهم نفعاً لإعادتي إلى العالم الحقيقي لكنّها أثّرت تأثيراً بالغاً في المكان حيث كنت |
| Annemizin yaşadığı yerde bulunduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني أقف في المكان حيث كانت تعيش أمي |
| İşte burada, iki dünyanın buluştuğu yerde Vaatu ve ben bir kez daha savaşacağız. | Open Subtitles | هنا, أنا و فاتو سنتقاتل مجددا في المكان حيث يلتقي العالمان |
| Vaatu ve ben bir keresinde iki dünyanın yolunun kesiştiği bu yerde savaşmıştık. | Open Subtitles | هنا, أنا و فاتو سنتقاتل مجددا في المكان حيث يلتقي العالمان |
| belki de senin olmamı istediğin yerde değilim. | Open Subtitles | ربما أنا لست في المكان حيث تريدين لي أن أكون |
| Normal insanların araba aldığı yerde. | Open Subtitles | في المكان حيث يشتري الناس الطبيعين سيارة. |
| Geldiğim yerde hepiniz öyle görünüyorsunuz. | Open Subtitles | فقط جميعكم تبدون متشابهين في المكان حيث أنتمي |
| "o ağaçorada, düştüğü yerde kalır." | Open Subtitles | ... في المكان حيث تقع الشجرة هناك يجب عليها أن تكون. |
| Üzgünüm Larry, bizim büyüdüğümüz yerde de motorlar vardı. | Open Subtitles | آسفة ، "لاري" لدينا بالفعل فتياة مثيرات في المكان حيث نشئنا |
| Sanırım Ryan'ın sana yaşananları gösterebilmesi için olayın olduğu yerde bulunman gerekiyor. | Open Subtitles | أظنّ إنّ عليكِ أن تكوني موجودة في المكان حيث حدثت الأمور ل(راين) ليريكِ شيئاً |