"في المناطق التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • bölgelerde
        
    Sıtmanın yaygın olduğu bölgelerde orak hücreli anemi ciddi bir evrimsel avantajdır. TED في المناطق التي ينتشر فيها هذا الطفيليّ، تقدّم طفرة الخلايا المنجليّة منفعّة تطوريّة مهمّة.
    Bunu uygulamak için test yapmaya gerek yok, yani fazla testi olmayan bölgelerde de uygulanabilir. TED لا تحتاج لإجراء فحوصات لتطبيق هذه الفكرة، لذلك يمكننا تطبيقها في المناطق التي لا تملك هذه الفحوصات.
    Bu basit uygulamaya göre, hibe sahiplerinin bu bölgelerde henüz bir okulu finanse etmediğini görüyoruz. Okula gitmeyen çocuk sayısının en fazla olduğu bölgelerde yeni sorular ortaya çıkıyor: Kalkındırma yardımları yardımımıza en çok ihtiyaç duyanlara gerçekten ulaşıyor mu? TED يكشف هذا المزج البسيط أن الجهات المانحة لم تمول أياً المدارس في المناطق التي يكثر فيها عدد اﻷطفال بدون مدارس مما يثيرأسئلة جديدة. هل المساعدة الإنمائية تستهدف من هم الأكثر حاجة إلى مساعدتنا؟
    Diyecekler ki, dünyada istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bölgelerde, fakirliğin çok olduğu yerlerde, nüfusun arttığı ve sürdürülebilir kaynakların olmadığı bölgelerde, bu durum besin güvensizliğine neden olacak. TED سيقولون، في المناطق التي تعاني من عدم الاستقرار في جميع أنحاء العالم، حيث الفقر الشديد، والسكان يتزايدون وعدم توافر الموارد المستدامة كهذه، سوف يؤدي ذلك إلى انعدام الأمن الغذائي.
    İyi bir ilk ve orta öğretime erişimin sınırlı ve istihdam olanaklarının kıt olduğu bölgelerde biraz temel beceri kaçınılmazdır. TED في المناطق التي يكون فيها الولوج إلى تعليم ابتدائي وثانوي جيد محدودًا وفرص العمل نادرة، يُعتبر توفر قاعدة مهارات صغيرة أمرًا لا مفر منه.
    Ben olsaydım, büyük bankaların terk ettiği bu çeşit bölgelerde toplum için çalışacak küçük bankalar açardım. Open Subtitles لو كنت مكانه، لبدأت بإنشاء مصرف للمجتمعات المحلية و الاستثمار في المناطق... التي تتخلى عنها البنوك الكبيرة
    Davranış değişikliğini yaşam beklentisi ile açıklamayı test edebilmek için, sıtmanın az görüldüğü bölgelerde daha fazla davranış değişikliği olup olmadığına bakalım. TED إذن هناك طريقة واحدة لنرى إن كنا قادرين على شرح بعض هذه التغيرات السلوكية من خلال أوجه الإختلاف في متوسط العمر المتوقع هو بالبحث عما إذا كان هناك عدد أكبر من التغيرات السلوكية في المناطق التي تقل فيها الملاريا
    Tahminleme perspektifinden, eğer ticarette değişiklik bekliyorsak, mesela Afrika Büyüme ve Fırsatlar kanunu nedeniyle, veya ticareti teşvik eden diğer politikalar nedeniyle, hangi bölgelerde yoğun olarak HIV enfeksiyonu görülebileceğini biliriz. TED من وجهة نظر تنبوئية, إذا علمنا أين من الممكن أن تتغير التجارة على سبيل المثال, بسبب النمو في أفريقيا و قانون الفرص أو السياسات الأخرى التي تشجع التجارة يمكننا في الواقع التفكير في المناطق التي من المحتمل أن تصاب بالإيدز بشكلٍ كبير
    Yine Silikon Vadisin'den ikinci bir örnek, kablosuz, 3G ya da 4G şebekelerinin bile bulunmadığı bölgelerde internete bağlanmanızı sağlayan Be-Bound. TED المثال الثاني هو بي باوند ، أيضا في سيليكون فالي، والتي تمكنك من الاتصال بالإنترنت حتى في المناطق التي لا يوجد بها عرض النطاق الترددي حيث لا يوجد واي فاي أو شبكات 3G أو 4G.
    Virüs sadece halihazırda etkilediği bölgelerde devam etmedi ayrıca hızlanmaya da başladı. Burada gördüğünüz vaka sayıları gibi daha önce karşılaşmadığımız bir büyüklük gördük. Ebola vakaları sadece çoktan etkilenen bölgelerde değil ayrıca daha uzak ülkelerde ve bölgelere de yayıldı ve hızı katlanarak arttı. TED لم يستمر الفيروس في المناطق التي كانت مصابة به فحسب، بل بدأ يتصاعد و بدأنا برؤية الأرقام التي ترونها هنا، شيئًا لم نره كم قبل بمثل هكذا مستوى، زيادة هائلة في حالات الإيبولا ليس بهذه البلدان أو المناطق التي كانت مصابة مسبقًا فحسب بل انتشر في مناطق أبعد منها.
    "Yaşa ve bırak yaşasın" seçkin birliklerin operasyon yaptığı bölgelerde yoktu. Open Subtitles لم تكن طريقة (لتعيش وتدع الاخر يعيش ) تحدث في المناطق التي تشغلها وحدات النخبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more