| Ciddi ciddi CTU'daki insanların ölmesine izin mi verelim diyorsun? | Open Subtitles | هل تقترح ان نترك الاشخاص في الوحدة يموتون هكذا |
| Ama burada, CTU'da benim için çalışan birinin bana ihanet etmesi... | Open Subtitles | ولكن أن يخونني شخص يعمل معي هنا في الوحدة هذا أمر اخر؟ |
| Cesetlerin kimliklerinin tesbiti için adli bir birim göndermeniz gerekecek ancak, CTU'dan hiç kimsenin bunu bilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لابد أن ترسل وحدة جرائم للتعرف على الجثث ولكني لا أريد لأحد في الوحدة أن يعرف |
| Sen Gabe, biliyor ve bana - biz bir med Biriminde birkaç gün yaptım, birkaç morluklar ile uzaklaştı. | Open Subtitles | أتعلمون, قد قضينا أنا و "غابريل" بعضاً من الوقت في الوحدة الطبيّة الإسعافية وخرجنا أخيراً ببعضٍ من الكدمات |
| Leandro'nun projesini Rio'daki diğer az gelirli topluluklara taşımakla ilgili hırslı planları var. Jovita ise kurulmasına önayak olduğu emniyet Biriminde gönüllü olarak çalışıyor. | TED | لدي "ليوناردو" خطط طموحه أن ينقل نموذجه للمجتمعات ذات الدخل المنخفض الأخري في "ريو" و"جوفيتا" تطوعت في الوحدة الشرطية التي ساعدت في إنشائها. |
| Bu denli yalnız ve biçare bir varlık daha olmuş mudur acaba? | Open Subtitles | أكان مثلي في الوحدة مخلوق قط؟ بلغ من البؤس منتهاه؟ |
| İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لي بوضع قدمي في الوحدة حتى لو اردت هذا. |
| Bölüm, ellerinde bulunan, uygun nitelikte olan ve CTU tecrübesi bulunan birisini gönderdi. | Open Subtitles | الهيئة لديها شخص ذو مؤهلات مناسبة وخبرة في الوحدة |
| Yani, Kimyasal Karşılık Ekibi içeri girecek CTU'daki sinir gazını etkisiz hale getirecek ve oraya bir ekip alıp operasyonu bizzat kendim yöneteceğim. | Open Subtitles | بمعنى أن فريق مكافحة الأسلحة الكيماوية سوف يدخل ويقوم بحيادية الغاز في الوحدة |
| Elimde kanıt var. Rusya adına CTU'da çalışan biri tarafından kaydedilmiş bir video. | Open Subtitles | لدي برهان عليه، ملف فيديو تم صنعه بواسطة عميلة روسية تعمل في "الوحدة" |
| Rusya adına CTU'da çalışan biri tarafından kaydedilmiş bir video var. | Open Subtitles | "يوجد ملف فيديو تم صنعه بواسطة عميلة روسية تعمل في "الوحدة"" |
| Bob Warner'ı alman gerekiyor. Bunu CTU'da bitireceğiz. | Open Subtitles | سنأخذ بوب وارنر سننهى الامر في الوحدة |
| Evet. Jack, Kim burada CTU'da. | Open Subtitles | نعم يا جاك ، ان كيم هنا في الوحدة |
| CTU'ya en iyi yaptığın şeye. | Open Subtitles | في الوحدة تفعل ما تجيده تماماً |
| Müdahalesi CTU'da yapılabilecek kadar durumu stabil mi? | Open Subtitles | هل حاله مستقرة بما يكفي ليُعالج في "الوحدة" بدلاً من مشفى؟ |
| Bana özel psikiyatri Biriminde olduğunu söylediler. | Open Subtitles | هم فقط أخبروني هو في الوحدة النفسية الخاصّة. - أخبرتك على الهاتف... - لا، قلت تلك كان هناك أخبار سيئة. |
| B Biriminde ve sanırım birisiyle konuşması gerekiyor. | Open Subtitles | إنهُ في الوحدة (بي) و أعتقدُ أنهُ بحاجةٍ لمن يتكلّم معه |
| En azından geçici olarak J Biriminde kalacaksın, geri kalan mahkûmlar, senin varlığına alışana kadar. | Open Subtitles | ستمكُث هُنا في الوحدة (جي) مُؤقتاً على الأقَل حتى نرى كيفَ سيتأقلَم بقية السُجناء معَ وجودَك هُنا |
| Sonra görüşelim, depo dolabı, B Biriminde. | Open Subtitles | لاقني لاحقاً غرفة التخزين في الوحدة (بي) |
| Bu denli yalnız ve biçare bir varlık daha olmuş mudur acaba? | Open Subtitles | أكان مثلي في الوحدة مخلوق قط؟ بلغ من البؤس منتهاه؟ |