| Peki, birden bire Tahoe'da ortaya çıkıp, caz dinlemeye geldim demesine ne diyorsun? | Open Subtitles | أجل،حسنا،ماذا حول ضهوره المفاجئ في تاهو وقوله أنه كان هناك فقط لسماع الجاز |
| - Chapman'ın karısı Tahoe'da. | Open Subtitles | ماذا أيضا؟ التاجر يقول أن زوجته الآن في تاهو |
| 26 yılımı babamın nerede olduğunu merak ederek geçirdim ve annem onun Tahoe'da olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | لقد أمضيت 26 سنة أتساءل أين أبي وامي كانت تعلم إنه في تاهو |
| Toby, arabam Tahoe'da kaldı Paige'inki ise evinde yani seninkini almamız gerekecek. | Open Subtitles | الآن توبي تركت سيارتي في تاهو وسيارة بايج في منزلها لذا سنحتاج إلى إستعارة سيارتك |
| Tahoe'ya tatile gittiğinde yıldırım çarpmıştı. | Open Subtitles | لقد صعقك البرق في المرة التي ذهبت فيها لإجازة في تاهو |
| Tahoe'ya tatile gittiğinde yıldırım çarpmıştı. | Open Subtitles | لقد صعقك البرق في المرة التي ذهبت فيها لإجازة في تاهو |
| Belki sen de bize Tahoe'da ne işin olduğunu söylesen iyi olacak Walter. Tamam, burası okul bahçesi değil. | Open Subtitles | وربما يجدر بك إخبارنا ماذا كنت تفعل في تاهو والتر حسنا،هذه ليست باحة المدرسة |
| Ben de Tahoe'da Jimmy Buffet görüşmek için işten erken ayrıldı. | Open Subtitles | تركت العمل مبكراً يوم الجمعة " لتقابل " جيمي بافيت " في " تاهو |
| Tahoe'da Şükran Günü geçirmek için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا الانتظار أن نقضي "عيد الشكر في "تاهو |
| Araziyi sattık, kulübenin yerini değiştirebilmeyi sağladım ama bir kaç günlüğüne Tahoe'da kalacak. | Open Subtitles | لكنه سيكون في "تاهو" بعد يومان |
| Biliyorum. Küçük Stevie ile Tahoe'da kaplıcada. | Open Subtitles | أجل, إنه في منتجع في (تاهو) مع (ستيفي) الصغيرة |
| Belki de Tahoe'da birkaç kişiden ölesiye dayak yediğim geceyle alakalıdır. | Open Subtitles | ربّما له علاقة بتلك الليلة التي أشبعتُ فيها ضرباً بواسطة رجلين في (تاهو). |
| Seneye, birlikte Tahoe'da uçurtma sörfü yapacağız bak. | Open Subtitles | في العام القادم، سنذهب للركمجه في (تاهو). |
| Bütün yazını Tahoe'da tanımadığımız bir çocukla geçirmeyecek! | Open Subtitles | لن يقضي الصيف بأكمله مع صبي صغير ... في (تاهو) |
| Tahoe'da olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أكون في (تاهو) |
| Adam üç gündür Tahoe'da. | Open Subtitles | لقد أمضى الثلاث أيّام الماضية في (تاهو) |
| Daha erken. Tahoe'da. | Open Subtitles | -نعم في (تاهو ) |
| Tahoe'da iyi vakit geçirmedik mi? | Open Subtitles | ألم نستمتع في (تاهو)؟ كلا. |
| Bu akşam Tahoe'ya varmış olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون في تاهو الليلة |