| Cenazesinde tabutunu taşıyanlar arasında... ilk kovboy filmlerinin yıldızları... | Open Subtitles | كان هناك في جنازته نجوم أفلام الكاوبوى وليماس هارت وتوم ميكس |
| -Onun Cenazesinde konuşmuştun. -Onu severdim, fakat sana katlanamıyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت في جنازته اني احبه, لكني لا أطيقك |
| Bu sayede Tony'nin Cenazesinde giyeceğim elbiseyi de aldım. | Open Subtitles | واشترى لي الفستان الذي سارتديه في جنازته أيضاً |
| Onu öldürmekten aranırken binlerce Pers askerinin bulunacağı cenazesine mi gideceksin? | Open Subtitles | أنت مطلوب بصفتك قاتل الملك، أنت ستسير في جنازته سويةً مع الآف من الجنود الفارسين. |
| Kralı öldürmekten aranıyorsun ve binlerce Pers askerinin arasından onun cenazesine mi gideceksin yani? | Open Subtitles | إنك متهم بقتل الملك فهل ستشارك في جنازته بجوار آلاف الجنود؟ |
| Cenaze töreninde birbirimizle görüştük. | Open Subtitles | ـ فرأينا بعضنا البعض في جنازته ـ لم تخبرني بذلك |
| Sadece Cenazesinde bütün ailesiyle bir arada olmuştur. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي قضاه مع عائلته بأسرها كان في جنازته |
| Firavun bu espriyi Cenazesinde söylememi emretmişti. | Open Subtitles | أمرني الفرعون أن اقول هذه النكتة في جنازته |
| Demek istediğim, oğlu olarak, Cenazesinde pek titriyor gibi değildiniz. | Open Subtitles | ...أعني، لأنك ابنه و لم تبد مصدوماً تماماً في جنازته |
| Ölmüş bir adamın karısı bir kazığa bağlanır ve canlı bir şekilde kocasının Cenazesinde yakılırmış. | Open Subtitles | إنّه المكان الذي تربط فيه الأرامل بوتِد ثم تحرق حيّة في جنازته |
| Cenazesinde, birisi "Yahudilere yardım ettiği için Tanrı onu cezalandırdı." dedi. | Open Subtitles | في جنازته قال أحد الأشخاص: "هذا هو عقابه الإلهي لإنقاذه اليهود" |
| Ayrıca Cenazesinde kartvizitini arabamın ön camına iliştirdin. | Open Subtitles | و أيضاً تركتِ بطاقتكِ على نافذة سيارتيّ الأمامية في جنازته. |
| Cenazesinde oğlumun tüm aileyle konuştuğunu görüyorum. | Open Subtitles | و أرى إبني في جنازته يلقي خطاباً لطيفاً، قبيل كل كبار عائلتنا. |
| Böyle düşünmüyordum ama seni bugün onun Cenazesinde görünce düşünmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أنا لم أفكر في ذلك ولكن عندما رأيت لك في جنازته اليوم اضطررت إلى إعادة التفكير. |
| Ve eminim o da seni Cenazesinde isterdi. | Open Subtitles | وأنا متاكد إنه يريدك في جنازته |
| Onu öldürttükten sonra bir de cenazesine mi geliyorsun? | Open Subtitles | لقد ظهرت في جنازته بعد أن تسببت في مقتله؟ |
| Kimse cenazesine de gelmedi zaten. | Open Subtitles | ولم يظهر احداً في جنازته ايضاً |
| cenazesine de kimse gelmedi. | Open Subtitles | ولم يظهر احداً في جنازته ايضاً |
| Bir hafta sonra cenazesine gitmiştin. | Open Subtitles | بعد اسبوع, كنت في جنازته |
| O adamın doğum gününü falan kutlamam ben. cenazesine gelirim bak. | Open Subtitles | أتصلي بي في جنازته |
| Cenaze töreninde tabutunu gördüğüm anı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في جنازته. |