| arka bahçesinde fazladan biraz yer olan Bay Jones'u, bir şey yetiştirmek isteyen Bayan Smith ile eşleştiriyor. | TED | يطابق السيد جونز، مع بعض المساحة الخالية في حديقته الخلفية، مع السيدة سميث، التي ترغب أن تكون مزارعة. |
| Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını ve çocukların bahçesinde özgürce koşuşturmasına izin vermesini hatırlamak için yavaşça okuyorum. | TED | كما أقرأ ببطء لكي أتذكّر العملاق الأناني، كيف حطّم ذلك الجدار في النهاية وترك الأطفال يجولون بحرية في حديقته. |
| Ama Kojima'nın patronu çok yaşlı, zamanının çoğunu bahçesinde geçiriyor. | Open Subtitles | لكن زعيم "كوجيما"، عجوز جدا يقضي أغلب وقته في حديقته. |
| - Jansen de iyiliğine karşılık olarak Merlyn'e kendi barınağını açmış. | Open Subtitles | و(جانسين) ردّ الجميل بإعطاء (ميرلن) حرمًا مقدّسًا في حديقته. بل صومعة. |
| - Jansen de iyiliğine karşılık olarak Merlyn'e kendi barınağını açmış. | Open Subtitles | و(جانسين) ردّ الجميل بإعطاء (ميرلن) حرمًا مقدّسًا في حديقته. بل صومعة. |
| Sıradışı biriydi. Hatta bahçesinde melekleri görüyordu. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً إستثنائي يُقال بأنه يرى الملائكة في حديقته |
| Adamın biri Topanga'da evinin arka bahçesinde büyütüyor. | Open Subtitles | لدي شخص يزرعها في حديقته الخلفية في توبانغا |
| Arka bahçesinde tavşan yetiştirdiği bir kafes vardı. | Open Subtitles | كان لديه حظيرة في حديقته التي ربَى بها أرانب |
| Bakalım: Mars'a gidiyoruz, iki düzine gönüllü roket bilimciye, bir düzine gönüllü metalürji uzmanına, arka bahçesinde roket yakıtını karıştıran bazı deli dostlara ihtiyacımız var. | TED | دعونا نرى: سنذهب إلى المريخ، سنحتاج إلى أربع وعشرين عالم فضاء متطوع، واثني عشر عالم معادن متطوعين، والمجنون الذي سيحضّر وقود الصاروخ في حديقته الخلفية وهلم جراً. |
| Sonuncusu, evinin ön bahçesinde öldü. | Open Subtitles | آخر واحد مات في حديقته الأمامية |
| Geri gelip de, çocukları bahçesinde oynarken bulduğunda.. | Open Subtitles | وعندما وجد الاطفال يلعبون في حديقته .. |
| bahçesinde konuşan domatesleri yoksa. | Open Subtitles | ما لم يكن يملك طماطم تتحدث في حديقته. |
| Etlerini... bahçesinde gübre olarak kullanmış. | Open Subtitles | إستعمل لحمهم... كمخصّب في حديقته. |
| Kendi bahçesinde Bu sinsi piç yaptı. | Open Subtitles | في حديقته الخلفية لقد كان هذا الخبيث . |
| Clay arka bahçesinde uyuşturucu ve karı sattığımı öğrendiğinde... | Open Subtitles | حينما يكتشف " كلاي " بأنني أتاجر بالمخدرات والنساء في حديقته الخلفية ... |
| bahçesinde birlikte çalışmıştık. | Open Subtitles | لذا كنّا نجتمع في حديقته |