| Bazen yanlış insanla ateşli, terli bir ilişki yaşamak sana o an için iyi bir fikir gibi gelir. | Open Subtitles | أحيانا العلاقات الحميمية المتعرقة مع الشخص الخطأ تبدو وكأنها فكرة جيدة في حينها |
| Belki %30'unda hatalıydı ama o an için doğru olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | و 30 بالمئة لربما كان خاطئا، لكنّه اعتقد أنّه كان صحيحا في حينها |
| o an için bir şey ifade etmediğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لم تظن أنّ ذلك عنى شيئاً في حينها |
| Sadece o an için doğru olduğunu düşündüğümüz şeyi yaptık | Open Subtitles | قمنا بما ظنناها الصواب في حينها. |