| Uydu radyosu yok ama dolapta banço var. | Open Subtitles | لا يوجد راديو قمر صناعي لكن هناك آله بانجو في خزانة الملابس |
| Tüm bu saklanmalar, kılık değiştirmeler, dolapta saklanmalar.. | Open Subtitles | .. كل هذا التسلّل، والتنكّر والإختباء في خزانة الملابس إنه خطأ فحسب |
| - Belki gardroba saklanmıştır. | Open Subtitles | - ربما في خزانة الملابس |
| - Belki gardroba saklanmıştır. | Open Subtitles | - ربما في خزانة الملابس |
| Rosalì, giysileri dolaba koy, kışlık giyimleri torbaya, ayakkabıları da paravanın arkasındaki küçük dolaba koy. | Open Subtitles | روزاليا ، ضعي الملابس في خزانة الملابس ملابس الشتاء تُوضع في الحقائب والأخذية في الجزَّامة خلف الحاجز |
| Elbette o kırmızı gardrobun içinde de değil. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس في خزانة الملابس |
| Bir dolapta dikilip, gece boyu insanların vuruşmasını izleyen bir adam söylüyor. | Open Subtitles | هذا كلام صادر من رجل يختبىء في خزانة الملابس ويراقب الناس يمارسون الجنس كل ليلة |
| Noel, 1965. 6 yaşındaki kızları dolapta saklanırken kadınla adamın boğazları kopartılmış. | Open Subtitles | عيد ميلاد عام 1965, زوجان تم قطع رقبتهما بينما اختبأت ابنتهما ذات الستة أعوام في خزانة الملابس |
| - dolapta kendi eşyalarımı bulmak için onunkilerle cebelleşirdim. | Open Subtitles | أصبحت أمر على أشيائه في خزانة الملابس لكي أحصل على ملابسي |
| Sonra dolapta bir çanta tahta çubuk buldum. | Open Subtitles | ثم وجدت كيس واق من المطر مع عصى خشبية في خزانة الملابس |
| Sırt çantanı dolapta gördüm. | Open Subtitles | رأيت حقيبة ظهرك في خزانة الملابس |
| Ama yine de güvenli olması için sen dolaba saklan. | Open Subtitles | ولكن لتكون بأمان، ربما تريد الإختباء في خزانة الملابس |
| Şuraya koyun. dolaba. | Open Subtitles | أودعهما هناك، في خزانة الملابس. |
| dolaba baktınız. | Open Subtitles | بحثتم في خزانة الملابس |
| Elbette o kırmızı gardrobun içinde de değil. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس في خزانة الملابس |