| Sanırım büyük tehlikede. İpucu aramaya geldim. | Open Subtitles | أظن أنها في خطر كبير أتيت بحثاً عن أية أدلة |
| Eğer bana yardım etmezsen büyük tehlikede olacaksın Chai. | Open Subtitles | الأن شاهي أذا لم تساعدني ستكون في خطر كبير. |
| Bu ormandan çıkmak zorundayız, çok Büyük tehlike içindeyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه الغابة نحن في خطر كبير |
| Büyük tehlikedesin, Katherine. | Open Subtitles | أنت في خطر كبير كاثرين والجميع ايضا كذلك |
| büyük tehlikedesiniz, ateşi söndürmeniz lazım! | Open Subtitles | أنت في خطر كبير يجب أن تضعي النار خارجاً |
| Bu stratejiye, Açıklar Büyük bir tehlike içinde olduğu için başvuruyorum. | Open Subtitles | لجات إلى هذه الاستراتيجية لأن "الساحل" في خطر كبير |
| Ve o zamana kadar, çok büyük bir tehlike içerisinde. | Open Subtitles | وحتى ذلك الوقت,هو في خطر كبير جداً |
| Kar körlüğünden dolayı kaybolan biri, ciddi bir durum. | Open Subtitles | الزميل الذي يُفقد أثناء العتمة الجليدية في خطر كبير. |
| Artan deniz seviyesi ve iklim değişiminden dolayı büyük risk altındalar. | TED | مجتمع في خطر كبير من ارتفاع منسوب مياه البحر وتغيّر المناخ. |
| Ama her yıl binlerce deri sırtlı su kaplumbağasının şansı böyle yaver gitmiyor, ve türün geleceği ciddi tehlike altında. | TED | ولكن ، كما تعلمون ، الآلاف من السلاحف كل سنة ليست محظوظة جدا ومستقبل هذا النوع في خطر كبير. |
| Ve birden bu ayıların büyük tehlikede olduklarını anladım. | Open Subtitles | ,استنتجت أنها كانت في خطر كبير |
| Kaynağım bana büyük tehlikede olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | لديّ مصدر يُخبرني بأنّكَ في خطر كبير. |
| Kaynağım büyük tehlikede olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | لديّ مصدر يقول لي أنّك في خطر كبير. |
| Bu arada, bir telefon görüşmesi yapmam lazım. Büyük tehlike altında olan birisini tanıyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة، يجب أن أقوم بإتصال، أعرف أحداً في خطر كبير. |
| Sen beni kurtardın. Orda Büyük tehlike altındaydım. | Open Subtitles | لقد انقذتني لقد كنت في خطر كبير هناك |
| Büyük tehlikedesin, Katherine. Herkes öyle. | Open Subtitles | أنت في خطر كبير كاثرين والجميع ايضا كذلك |
| Dawn, çok Büyük tehlikedesin. | Open Subtitles | انكي في خطر كبير |
| Olduğunuz yerde büyük tehlikedesiniz. | Open Subtitles | أنت في خطر كبير في مكانك. |
| Sen ve Maddy şu an büyük tehlikedesiniz. Ama ben size yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | -أنتِ و(مادي) في خطر كبير الآن، لكنّي هُنا للمساعدة . |
| Park Bey, köprüdeki rehineler Büyük bir tehlike içinde. | Open Subtitles | سيد (بارك) ؟ الرهائن الذين على الجسر في خطر كبير |
| Büyük bir tehlike içinde olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكون في خطر كبير. |
| Annie, büyük bir tehlike içerisinde. | Open Subtitles | لكن "آني" في خطر كبير |
| Bu, eve sokak köpeği almaya benzemez Johnny. Anneni ciddi bir tehlikenin içine sokuyorsun. | Open Subtitles | هذا ليس مثل إيواء كلب ضال يا رجل، أنت تضع والدتك في خطر كبير. |
| Seni tekrar aşağı gönderirsem, büyük risk altına girecek. | Open Subtitles | لصحتك ، MacGyver. التي ستكون في خطر كبير / / لو أرسلت إلى الطابق السفلي. |
| Fakat o silahlar gerçekten benim için bir mesajdı. Ve bana hiç el kaldırmamış olsa da hayatım çoktan her günün her dakikası ciddi tehlike altındaydı. | TED | ولكن تلك المسدسات كانوا بالحقيقة رسالة لي، وبالرغم من أنه لم يرفع يد علي، حياتي كانت قد أصبحت في خطر كبير في كل دقيقة من كل يوم. |