"في دولة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir ülkede
        
    • ülkelerde
        
    • ülke
        
    • ülkeye
        
    • ülkenin
        
    • ülkedeki
        
    • Ülkesi'nde
        
    • ülkede bir
        
    Sadece bir ülkede tek bir siyasi parti kurmak yeterli değil. TED ليس هذا كافيًا لتأسيس حزب سياسي واحد للمساواة في دولة واحدة.
    - Doğru diyor. - Ya hastalanırsan? Yabancı bir ülkede? Open Subtitles ـ هذا صحيح ـ ماذا لو مرضت في دولة أجنبية؟
    Demokratik bir ülkede, bilim en ezik, kenara itilmiş çocuklara da ulaşmalıdır. TED في دولة ديموقراطية، يجب ان تصل العلوم إلى أكثر المضطهدين، إلى أكثر الأطفال المهمشين.
    Etrafımıza baktığımızda, hem bu ülkede hem de diğer ülkelerde, hala birçok problem olduğunu görüyoruz. TED ولكن عندما تنظرين للعالم من حولك، في دولة الولايات المتحدة، وفي الدول الأخرى، ما زالت هنالك العديد من المشاكل.
    Yakın zamanda yürekleri dağlayan bu krizden geçen bir ülkede kongrede bu anayasal değişiklikten yana oy verenlerin sayısı 124'e birdi. TED في دولة خاضت للتو ازمة مريعة, التصويت في البرلمان في ما يخص هذا التعدي الدستوري كان 124 الى واحد
    Ve Dünya Bankası da bunu biliyor ve düşük gelirli bir ülkede bu koşullardaki bir hastanenin ay başı 18 defaya kadar elektrik kesintisi yaşayacağını tahmin ediyor. TED والبنك الدولي يرى هذا ويقدر أن مستشفى بهذا الوضع في دولة ضعيفة الدخل يمكن أن يواجه 18 انقطاعا في الكهرباء كل شهر.
    Gördüğünüz gibi, ben kadınların araba kullanmaması gereken bir ülkede, araba kullandığı için hapse atılan Suudi kadınıyım. TED حسنا، أنا امرأة سعودية تم وضعها في السجن لقيادتها سيارة في دولة لا يُفترض فيها أن تقود النساء السيارات.
    Ben "iyi" bir ülkede yaşamak istiyorum, ve fazlasıyla ümit ediyorum ki siz de böyle istiyorsunuz. TED أريد أن أعيش في دولة خَيّرة، وأتمنى أنكم تريدون ذلك أيضًا.
    Avrupa büyüklüğünde bir ülkede yaşıyorum, sadece doğru düzgün 50 tane kitapçı var. TED أنا أعيش في دولة بمساحة أوروبا ولديها فقط خمسون مكتبة جيدة.
    Yine de şunu sorabilirsiniz: Neden işleri ağırdan almanın neredeyse suç olduğu bir ülkede bir sabır hareketi ile sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmaya çalışıyorsun? TED لذلك، قد لا تزال تساءل، لماذا تحاولين بناء نظام غذائي مستدام بخطوات بطيئة في دولة يعتبر فيها بطء الأداء جريمة؟
    Benim gibi, küçük fakir bir ülkede yaşayabilirsiniz. TED تستطيع العيش في دولة صغيرة وفقيرة، مثلي
    Böylece oğlumun bana sunulandan daha tehlikeli bir ülkede yetişmekte olduğu gerçeğiyle yüzleştim. TED وكان علي أن أصطدم بالحقيقة أن ابني يكبر في دولة أكثر خطورةً عليه من التي أُعطيت لي.
    O da çoğunluğu Hindu olan bir ülkede başlarına gelecekler hakkında Müslümanları korkularla doldurdu. Open Subtitles و ملا المسلمين بالخوف مما سيحدث لهم في دولة معظمها هندوس
    Alıcı piyasası ve haşhaşı olmayan bir ülkede çok fazla miktarda eroinin var. Open Subtitles لديك كمية كبيرة من الهيروين في دولة ليس بها أي خشخاش و لا سوق لبيعها
    Satmak için haşhaşı ve piyasası olmayan bir ülkede elinde yüklü miktarda eroin var. Open Subtitles لديك كمية كبيرة من الهيروين في دولة ليس بها أي خشخاش و لا سوق لبيعها
    Burada adam yerine konduğumuz yok. Küçük bir ülkede, küçük filmler yapan, küçük aktörleriz işte. Open Subtitles ممثل صغير في دولة صغيرة وتنتج أفلام قليلة
    Suçlu iade anlaşması olmayan bir ülkede, kendine özel bir ordu kuracaktın, değil mi? Open Subtitles كنت تريد شراء قصر ، وجيش خاص في دولة لم توقع على تسليم المجرمين ؟
    Sizinki gibi uygar ülkelerde bunu yapmak kolay olurdu ama bu durumda laboratuarı kapatmak daha iyi olabilir. Open Subtitles في دولة متقدمة مثل دولتك قد يكون كذلك لك في هذه الحالة سيكون من الأسهل اغلاق المختبر
    İklim değişikliği probleminin tek bir ülke içinde çözülemeyeceğini, bütün ülkeleri dahil etmek gerektiğini söylüyoruz. TED نحن نُقر أنه لا يمكننا وضع حل لمشكلة تغيرات المناخ في دولة واحدة، يجب أن نتضمن جميع الدول.
    Hem de domuz etinin olmadığı bir ülkeye... Hem de kumarhanesi olmayan bir çöle..! Open Subtitles في دولة ممنوع بها لحم الخنزير .. وصحراء ليس بها كازنيوهات
    Şu anda bunu A.B.D. gibi büyük ve zengin bir ülkenin yapacağını düşünebiliriz. TED الآن يمكننا أن نفكر في دولة غنية كبيرة مثل الولايات المتحدة للقيام بذلك.
    Evet ama seni tanıyorum ve yabancı ülkedeki cinayetlerle zerre kadar ilgilenmezsin. Open Subtitles انت لا تبالي بجريمة قتل حصلت في دولة أجنبية
    Ama Nano Ülkesi'nde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu düşündüm. Open Subtitles ولكنني أفكر كيف ستكون حياتي إذا عشت في دولة نانو؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more