| Baharda, Erland Amca beni uzun bir yolculuğa çıkardı. | Open Subtitles | وعندما حلّ الربيع، أخذني العم ايرلاند في رحلة طويلة |
| Her yıl Ekim sonlarında orman örtüsü arasında uzun bir yolculuğa çıkarlar. | Open Subtitles | في أواخر شهر أكتوبر من كل عام، ينطلقون في رحلة طويلة عبر مظلة الغابة. |
| uzun bir yolculuğa çıktığında, özleyeceğin küçük şeyler olur. | Open Subtitles | حسناً ، عندما تذهبين في رحلة . طويلة ، ستشتاقين للأشياء الصغيرة |
| Evet, ama tatlım, o uzun bir yolculuğa gitmedi. | Open Subtitles | أجل ، لكن عزيزتي إنه . لم يذهب في رحلة طويلة |
| Çünkü eğer ben boşanırken benim kızımı babası alıp uzun bir geziye çıksa ve ben hoşça kal demek zorunda kalsam, ben hiç iyi olmazdım. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت أمضي في طلاق وابنتي ذهبت في رحلة طويلة مع والدها وكان علي أن أقول إلى اللقاء |
| Tayland'a uzun bir geziye gidiyor. | Open Subtitles | سيذهب في رحلة طويلة إلى (تايلاند). |
| Telefonların olmadığı uzun bir yolculuğa çıktığını sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد إنك في رحلة طويلة حيث لا توجد هواتف |
| Her yıl ekim sonlarında orman içinde uzun bir yolculuğa koyulurlar. | Open Subtitles | في أواخر شهر أكتوبر من كل عام، ينطلقون في رحلة طويلة عبر مظلة الغابة. |
| ...sonra da annemle uzun bir yolculuğa çıkma kararı aldık. | Open Subtitles | ... وقررنا أن نذهب إلى في رحلة طويلة مع أمي. |
| Canlı ya da değil, Aaron'ı bulmak için çok uzun bir yolculuğa çıkmamız gerekecek. | Open Subtitles | لإيجاد آرون, حياً أو ميتاً, علينا أن نمضي في رحلة طويلة جداً. |
| Biliyor musun, onu bulduğum zaman çok uzun bir yolculuğa çıkacağız ve sana kartpostal göndermeyeceğiz. | Open Subtitles | حينما أجدها فسوف نذهب في رحلة طويلة ولن نرسل أي بطاقات بريدية |
| Eğer uzun bir yolculuğa çıkacaksak sen de yemelisin. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن عليك أن تأكلي لأننا سنذهب في رحلة طويلة |
| Beni uzun bir yolculuğa götürdüler günler ve haftalarca. | Open Subtitles | اخذوني في رحلة طويلة لأيام عديدة واسابيع |
| Kılavuz kontrolü bizde. Onları uzun bir yolculuğa çıkarabilirim. | Open Subtitles | لدينا تحكم التوجيه بالصواريخ سوف نأخذها في رحلة طويلة |
| Onunla birlikte uzun bir yolculuğa çıkmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنذهب في رحلة طويلة |
| Belirsizliklerin farkında ve o ilk gecenin yarattığı mutluluğu yeniden yakalayabileceklerinin şüphesiyle uzun bir yolculuğa çıktılar. | Open Subtitles | انطلقا في رحلة طويلة و كانا على دراية بأنهما ذاهبان نحو المجهول و دون أن يكونا متأكدين من مدى قدرتهما على تحصيل السعادة التي حظيا بها في ليلتهما الأولى |
| uzun bir yolculuğa çıkalım. | Open Subtitles | .لنغادر غدا ...يمكننا أن نذهب في رحلة طويلة |
| Hiç uzun bir yolculuğa çıktın mı? | Open Subtitles | هل ذهبت في رحلة طويلة من قبل ؟ |
| - Tayland'a uzun bir geziye gidiyor. | Open Subtitles | سيذهب في رحلة طويلة إلى (تايلاند). |