| Sadece düğününde giymiş. Cenazesi için saklı tutmak istiyor. | Open Subtitles | لقد وضعه في زفافه فقط وأراد أن يبقيه لجنازته |
| Kendi düğününde aşağılanan şimdiye kadar ki tek erkek olmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تُريدُ ان يكُونَ الرجلَ الوحيدَ الذي إحتقر في زفافه ؟ |
| - Hadi ama Roy bile kendi düğününde sosisli ikram etmez. | Open Subtitles | اه, تعال, ليس روي بعد خذ نقانق في زفافه. |
| Neyse ki Maris'in elinde, adamın düğününde şampanya dağıtırken fiyat etiketinin gözüktüğü fotoğrafları vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظ، "ماريس" التقطت بعض الصور في زفافه صور تظهر فيها الرقعة على الشمبانيا التي قدمها |
| Kendi düğününde bunları takabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرته أنه يمكنها ارتدائهما في زفافه |
| Yani, düğününde sağdıcı idim. | Open Subtitles | حسنا ، لقد كنت الإشبين في زفافه |
| Kendi düğününde zehirli şarap içti. | Open Subtitles | لقد شرب نبيذ مُسمم في زفافه |
| Ağabeyin düğününde son kuruşa kadar harcadı! | Open Subtitles | بالكاد صرف أخوكِ النقود في زفافه! |
| Hayır. Emmit, biz... düğününde sadıçıydım. | Open Subtitles | ...لا، (إيميت)، كنا كنت إشبينه في زفافه وزفاف ابنته |
| Kendi düğününde öldürülmüş. | Open Subtitles | قُتِل في زفافه |