| Savannah'daki yeni kazancımız, Bay Kelso ile tanıştın mı? | Open Subtitles | هل قابلت السيد كيلسو ضيفنا الجديد في سافانا |
| Uygunsuz durumlarda görünüşü kurtarmak Savannah adetidir. | Open Subtitles | حفظ ماء الوجة مهما كانت الظروف هذة طريقتنا هنا في سافانا |
| Bazıları, Jim Savannah'ın en iyi kıçını öldürdü, diyorlar. | Open Subtitles | هم يقولون ان جيم ويليامز قتل أفضل جسد في سافانا |
| Peki eski Savannah'ın bu yılki modelden farkları nelerdir? | Open Subtitles | حسنا , ماالاختلاف في سافانا القديمة من هذا العام? |
| 2009 yılında B.D. Anayasa Mahkemesi sıra dışı bir kararla Savannah bölge mahkemesinin Davis'in masumiyet ihtimalini değerlendirmesi talebinde bulunmuştu. | Open Subtitles | في 2009 ,المحكمة العليا الأمريكية اتخذت خطوة استثنائية بأمر محكمة المقاطعة في سافانا |
| Ben, Lorene Baxter. Savannah'a hoş geldiniz. | Open Subtitles | أنا لورين باكستر أهلا بك في سافانا |
| Zavallı adam. Savannah'da asla hastalanmamalıyım. | Open Subtitles | ذكريني الا أمرض مرة أخرى في سافانا |
| Her şey 1928'de başladı. O zamanlar Savannah, Georgia'da yaşayan bir gençtim. | Open Subtitles | القصة بدأت سابقاً في 1928، عندما ."كنتُ صغيراً في "سافانا"، "جورجيــا |
| Biz de Tanrı'nın bahşettiği dünyanın en güzel golf sahasını, tam da buraya Savannah'a inşa ediyoruz. | Open Subtitles | هذا أروع منتجع غولف على أرض الله ."الذي شيدته هُنا في "سافانا |
| Savannah'ta geçirdiğimiz yaz tatilini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكري الوقـت الذي قضينـاه في سافانا |
| Sence Savannah'da, gecenin bir yarısı beni bırakıp fıçılarca viski içinde alem yaptığını bilmeyen var mıdır? | Open Subtitles | هل تظن أن لا يوجد أحد في "سافانا" لا يعرف بإنّك تركتي هُناك في منتصف الليل وأنت تثمل بالويسكي؟ |
| Savannah'daki o arabalara sadece genç ve sağlıklı insanlar binebiliyordu. | Open Subtitles | تلكَ العربات في (سافانا) كانوا يضعون عليها الشباب الأصحاء فحسب |
| Savannah'da ne yapacağım? | Open Subtitles | وماذا أفعل في سافانا ؟ |
| Savannah'ya hoş geldin. | Open Subtitles | اهلا بك في سافانا |
| Savannah'lı Steve ve Eydie gibiyiz. | Open Subtitles | نحن مثل ستيف و ايدي في سافانا |
| Savannah'a hoş geldin. | Open Subtitles | أهلا بك في سافانا |
| Kendi bile, Savannah'ın en zengin adamının kızı Adele lnvergordon'ın kalbini kazanmanın, en büyük zaferi olduğu söylerdi. | Open Subtitles | ولكن حتى كان يقول أن أهم إنتصاراته .(هو الفوز بقلب (أيدل إنفيرغورن إبنة أغنى رجل في "سافانا". |
| - Junuh Savannah'da doğdu ve büyüdü. | Open Subtitles | ـ (جونــا) ولد وترعرع في "سافانا ! ـ بالضبط |
| Savannah, Georgia'da doğup büyümüş olmak! | Open Subtitles | ولد وترعرع في "سافانا"، "جورجيــا"! |
| Savannah'da bir çürük, ölüm cezası gibiydi. | Open Subtitles | "تسبب تسوس في موت أحدهم في "سافانا |