| Sadece doğdu. Bunlar patlamalı kelimelerdir, ...devlet birlik adreslerinin tarihsel kayıtlarında görülüyor. | TED | توصلت للتو. هذه الكلمات المتقطعة، تبحث في سجل تاريخي للدولة من عناوين الإتحاد. |
| Metal paranın üzerinde bulduğum parmak izleri sistemde kayıtlı değil. | Open Subtitles | البصمات التي سحبتها من الثياب الداخلية لم تخرج شيئاً في سجل البصمات الجنائي |
| Auggie Anderson'ın CIA servis kaydında altı aylık bir boşluk var. | Open Subtitles | هناك 6 شهور فجوة زمنية في سجل أوجي اندرسون الرسمي في المخابرات |
| - Dostum, ona misafir defterini imzalatabildin mi? | Open Subtitles | يا صاح ، هل جعلتها توقع في سجل زوار مُزيف؟ |
| Annenin kaydını tuttuğu hayvan saldırı sayısını görmelisin. | Open Subtitles | عليك رؤية تفسير "هجمات حيوانات" في سجل أمك. |
| Düşüncemin günlükte yer almasını istiyorum, efendim. | Open Subtitles | أريد أن أسجل رأئي في سجل الأداء، سيدي. |
| Anlıyor musun, benim için bişey etmiyorsun. Sen benim defterimdeki bir isimsin. Bana borcu olan biri. | Open Subtitles | أنت شخص لا تعود ليّ، بل إنّك في سجل الرجل الذي يُدينني. |
| Ellerinde reçete kayıt defterindeki imzan var, güvenlik kamerası kayıtları ve ölü adamın ilaçlarını çaldığına dair eczacının yeminli ifadesi var. | Open Subtitles | لديهم إمضائك في سجل الأدوية شريط أمني و صيدلي يقسم أنك سرقت كابسولات الرجل الميت |
| Tamam o zaman, McCreary'nin tutuklama kayıtlarına bakalım. | Open Subtitles | حسناً, لننظر في سجل (اعتقالات (مكريري |
| Müşteri kayıtlarında kendine koca siyah bir işaret edindin. | Open Subtitles | لقد سجلت على نفسك علامة سوداء في سجل الزبائن |
| Tutuklama kayıtlarında, paranın bulunduğuna dair bir ibare yok. | Open Subtitles | لا شيء في سجل أعتقالك يقول أن ذلك المال غير معتمد |
| Veritabanında kaydı yok fakat daha geniş bir alanda tarama yapınca Ulusal Güvenlik kayıtlarında birini buldum. | Open Subtitles | لا نتيجة في سجل البصمات فقمت بتوسيع شبكة البحث ووجدت شيئاً في الأمن الوطني |
| Kurbana veya veritabanında kayıtlı olan birine ait değil. | Open Subtitles | لم تطابق الضحية ولا نتيجة في سجل البصمات |
| Çocuk kayıtlı bir donördü. Babasının bir rolü olmadı. | Open Subtitles | الولد كان في سجل المتبرعين ولا يهم ماذا يريد أبوه |
| Şartlı tahliye kaydında, hapisten salındıktan sonra doğru yoldan sapmamaya çalışıyor gibi görünüyordun. | Open Subtitles | في سجل إطلاق سراحك المشروط يبدو أنك كنت تُحاول أن تسير في الطريق المُستقيم بعد إطلاق سراحك من السجن |
| - Kanıt kaydında var. | Open Subtitles | إنه في سجل الدليل |
| Sadece burayı, ziyaretçi defterini imzalayın, lütfen. | Open Subtitles | احتاج توقيعك هنا في سجل الزوار. |
| Ziyaretçi defterini imzala. | Open Subtitles | التوقيع في سجل الزوار. |
| Annenin kaydını tuttuğu hayvan saldırı sayısını görmelisin. | Open Subtitles | عليك رؤية تفسير "هجمات حيوانات" في سجل أمك. |
| Düşüncemin günlükte yer almasını istiyorum! | Open Subtitles | أريد أن أسجل رأئي في سجل الأداء! |
| Anlıyor musun, benim için bişey etmiyorsun. Sen benim defterimdeki bir isimsin. Bana borcu olan biri. | Open Subtitles | أنت شخص لا تعود ليّ، بل إنّك في سجل الرجل الذي يُدينني. |
| Ellerinde reçete kayıt defterindeki imzan güvenlik kamerası görüntüleri ve ölü adamın ilaçlarını çaldığına dair eczacının yeminli ifadesi var. | Open Subtitles | لديهم إمضائك في سجل الأدوية شريط أمني و صيدلي يقسم أنك سرقت كابسولات الرجل الميت |
| Tamam o zaman, McCreary'nin tutuklama kayıtlarına bakalım. | Open Subtitles | حسناً, لننظر في سجل (اعتقالات (مكريري |