| Beni yatağında isteyen ancak sevmeyen adam hakkındaki her şeyi. - Marg... | Open Subtitles | بالمناسبة، من الذي أرادني في سريره على الرغم من أنّه لا يحبني. |
| Bir yıl boyunca Neil yatağında sana sahip oldu. Bu kadarının gönül yarasını telafi etmeye yeteceğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | نيل أحتواك في سريره لمدة سنة ألا تعتقدي أنه يكفي لوجع القلب؟ |
| yatağında yatıp seni bekleyeceğini düşündüysen göründüğünden daha aptalmışsın. | Open Subtitles | إن كنت تظن إنه مستلقي في سريره بإنتظارك، فتكون أكثر غباءاً مما تبدو عليه. |
| Onu göremedim, Cody'i, ve yatağına baktım. | Open Subtitles | لم انظر اليه , كودي والقيت نظره عليه في سريره |
| Yatakta olman gerekirken ne diye etrafta dolanıp duruyorsun ki? | Open Subtitles | ظل يتسكع هنا, وهناك, في وقت كان يجب عليه أن يكون في سريره |
| - Bu sabah ona bakmaya gittim Yatağı bozulmamıştı bile. Bütün gece burada çalıştığını düşündüm. | Open Subtitles | ذهبت لتفقده هذا الصباح، لم ينم في سريره حتّى، فظننت أنّه اشتغل هنا طيلة الليل. |
| yatağa yatarınca ayaklarını, bisiklet sürermiş gibi çevirin. | Open Subtitles | وأرقديه فحسب في سريره الطفولي وقومي بتحريك ساقية كركوب الدراجه |
| Kendi odasında uyuması için zorlamaya hazır değilim henüz. | Open Subtitles | لست مستعد لإجباره على النوم في سريره الخاص |
| Beni bıçaklayıp ölüme terk ettikten sonra kralı yatağında öldürmeye gitti. | Open Subtitles | . طعنني و تركني لأموت . وبعد ذلك ذهب لقتل الملك في سريره |
| Ve az önce içeri girdim ve onu yatağında ölü bir striptizciyle buldum. | Open Subtitles | ولقد ذهبت لملاقاته فوجدته مع جثة متعريه في سريره |
| yatağında DNA'sını bulduk desem, fikrini değiştirir misin? | Open Subtitles | هل ستغيري رأيك لو أخبرتك أننا وجدنا حمضها النووي في سريره ؟ |
| Teoride herkes yatağında uyuyormuş ama kimse bunu kanıtlayamaz. | Open Subtitles | نظريا ، كل واحد كان نائما في سريره لكن ، ليس هناك واحد ليشهد على ذلك |
| Bu sabah onu terk etti ve şu an bir hastane yatağında oynaşıyorlar. | Open Subtitles | في الصباح انفصل عنها والآن تداعبه في سريره في المشفى |
| Hatta belki de adam kendi yatağında yatmaya başlar. | Open Subtitles | تعلمين، ربّما لو عاد للنوم في سريره الخاص |
| Eğer onu yatağında tutacak şey buysa eminim diğer alternatiflerden daha iyidir. | Open Subtitles | ان كان هذا هو الالهاء الذي يريده لإبقاءه في سريره بالمشفى فأنا واثقة ان ذلك أفضل من الخيارات البديلة |
| Zamanı geldiğinde o zaten kendi yatağında tüplere ve makinelere bağlı olacaktır. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت ربما سيكون في سريره حيث الأنبيب في كل مكان و الأجهزة تعمل |
| Geceyi yatağında erkeklerle geçirdiğin ilişkilerini nasıl tanımlarsın? | Open Subtitles | كيف تصفين علاقة مع رجل قضيت ليلة في سريره ؟ |
| O canavarların, zamanında yatağına giren çocukları yemedikleri çok bilindik bir şeydir. | Open Subtitles | حسنا , انها حقيقة مهمة , هي ان وحش الجنية لا ياكل الاطفال عندما يكون في سريره الخاص |
| - Sonunda Patrick'in yatağına nasıl girdi bilmiyorum ama eğer Harper onların kulüpte tanıştıklarını iddia edecekse... | Open Subtitles | لا اعلم كيف انتهي الامر بها في سريره لكن ان كان هاربر يخطط ان يجادل انهم تعرفوا علي بعض في النادي |
| 38 yaşında, beyaz erkek Yatakta nişanlısı tarafından ölü bulunmuş. | Open Subtitles | ذكر عمره 38 عاما وجد ميتا في سريره من قبل خطيبته |
| En azından artık aynı Yatağı paylaşmak zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | على الأقل لن يكون عليكَ مشاركته في سريره مجدّدًا. |
| Anne ve babası 10:00'da yatağa yatırmış bu sabah uyandıklarında, çocuk gitmiş. | Open Subtitles | الوالدان وضعاه في سريره عند 10 إستيقظا صباحا وجدا أنه غائب |
| Altı ay önce, rehabilitasyon merkezindeki odasında bir avuç dolusu hap yutmuş, kayıtlara intihar diye geçmiş. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر ، ابتلع حفنة من الحبوب، في سريره في المصحة ، اعتبروه انتحاراً. |
| [Mahidevran] Gülşah, Mustafa'yı yatır, uyku vakti. | Open Subtitles | ضعي "مصطفى" في سريره يا "كوثر" حان وقت النوم |