"في سعادة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadar mutlu
        
    • dek mutlu
        
    • mutlu mesut
        
    • neşeye boğuyor
        
    • mutlu bir şekilde
        
    • mutlu yaşarsın
        
    • mutlu yaşamışlar
        
    • mutlu yaşamamızı
        
    • mutlu yaşayacağız
        
    • mutlu yaşadı
        
    Tümü rasyonel olduğu için, bir kez oy verildiğinde, iyi bir hükümet kurarlar ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar. TED ولأنهم كلهم عقلانييون، حينما يُنتخب أحدهم، فإنهم ينتجون حكومة جيدة ويعيشون في سعادة دائمة.
    Beraber olmalarının verdiği cesaretle bütün hayal kırıklıklarının üstesinden gelmişler ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar. Open Subtitles وجود الشجاعة الى اتخاذ العديد من خيبات الأمل لأنهم كانوا معا ويعيشون في سعادة دائمة.
    Tüm dünya insanları evrendeki bu cennette birleşecek ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. TED ستكون جميع شعوب العالم متحدة في جنة الأرض هذه وسيعيشون في سعادة دائمة.
    Düşler gerçek olur, iyiler kazanır insanlar sonsuza dek mutlu yaşar gibi saçmalıklar. Open Subtitles تتحقق الأحلام، ينتصر الرجل الطيب يعيش الجميع في سعادة الى الأبد كلام تافه
    Okyanusa paraşütle atlayacaktınız, uçak patlayacaktı ve mutlu mesut yaşayacaktınız. Open Subtitles تقفزون بالمظلات فوق المحيط، الطائرة تنفجر، وتعيشوا في سعادة دائمة
    "Ve seni neşeye boğuyor." Open Subtitles ♪ وأنت في سعادة كبيرة ♪
    "Son sekiz aydır 1885 yılında mutlu bir şekilde yaşıyorum. Open Subtitles لقد كنت أعيش في سعادة خلال ثماني أشهر في عام 1885.
    Karın seni görünce, birbirinizin kollarına atılacaksınız,... ..müzik çalmaya başlayacak ve sonsuza kadar mutlu yaşayacaksınız, değil mi? Open Subtitles إذن سيدتك ستراك وستركض لمعانقتها وتبدأ الموسيقى وتعيشان في سعادة دائمة, صحيح؟
    Buradan gitmek için bir telefona ihtiyacım var böylece ikiniz sonsuza kadar mutlu yaşayabilirsiniz. Open Subtitles أنا بحاجة الى هاتف للخروج من هنا لذا يمكنكما أن تعيشا في سعادة دائمة
    Bir kadın işten sonra içki içmek için bara uğrar ve sonsuza kadar mutlu yaşar. Open Subtitles المرأة التي توقفت ل كوكتيل بعد العمل ويعيشون في سعادة دائمة.
    İlişkisi olan küçük bir kız vardı, erkek arkadaşına yalan söyledi ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar. Open Subtitles الفتاة الصغيرة كانت على علاقة غرامية، كذبت لها صديقها، وتعيش في سعادة دائمة.
    Ancak, Büyülü Rakam Ejderha Puf'u yenince, bütün imparatorluk sayıları bu küçük sayıdan tekrar çıktı ve hepsi sonsuza dek mutlu yaşadı. TED ولكن بهزمهم لباف تنين العدد السحري، كل أرقام الإمبراطورية خرجت مرة أخرى من الرقم واحد الصغير هذا، وعاشوا جميعا في سعادة أبدية.
    Sizi Everglades'e bırakabilirdim, ve dostlarım,... ..sonsuza dek mutlu yaşayabilirdiniz. Open Subtitles كان بإمكاني أن اطلق سراحك في إيفرجليدز وصديقي العزيز لقد عشت في سعادة دائمة
    Beraber Princeton'a gidip sonsuza dek mutlu yaşadık. Open Subtitles فقد ذهبنا لجامعة برينستون معاً وعشنا في سعادة أبدية
    Onu bulunca sonsuza dek mutlu mesut yaşayacağınızı mı sanıyorsun? Open Subtitles وهل تعتقد لأنّك وجدتها أنّكما ستعيشان في سعادة أبديّة؟
    Birlikte kaçıp sonsuza dek mutlu mesut yaşıyorlar. Open Subtitles انتهى الفليم بهروبهما معاً، وعاشا في سعادة إلى الأبد؟
    Çünkü canavarlar sonsuza dek mutlu mesut yaşamaz. Open Subtitles لأنّه لا يتسنّى للوحوش العيش في سعادة أبديّة
    "Ve seni neşeye boğuyor." Open Subtitles ♪ وأنت في سعادة كبيرة ♪
    mutlu bir şekilde yaşayacağız çocuklar ve Tommy tabiî ki sen de. Open Subtitles ماذا بقي لفعله ؟ سأعيش في سعادة بعد كل شيء
    Hayallerinin erkeği ile evlenip... pamuk şekeri bahçeli gösterişli bir evde... sonsuza dek mutlu yaşarsın... Open Subtitles الزواج من رجل الأحلام والعيش في سعادة دائمة في منزل منير وسط حقل من حلوى غزل البنات
    Ve hep beraber sonsuza dek mutlu yaşamamızı. Open Subtitles -وتأمل أن نعيش في سعادة بعد ذلك؟
    Sana söz veriyorum. Sonsuza kadar mutlu yaşayacağız. Open Subtitles أعدك أننا سنعيش هنا في سعادة أبدية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more