| Baba, bu üniversite Çok garip bir yer. Buradakiler epey korkmuş. | Open Subtitles | يا أبي،تلك الجامعة مكانٌ غريب كل الطُلّاب بها في شدة الخوف |
| Oraların Çok sıcak olduğunu tahmin edebiliyorum, ama... | Open Subtitles | اعلم ان الوقت كان في شدة الحراره هناك ولكن |
| Beni Rusya'ya götürdükleri zaman Çok hastaydım. | Open Subtitles | عندما أخدوني بعيدا عن روسيا كنت في شدة المرض |
| Özür dilerim! Tanrı'm, ben gerçekten, gerçekten Özür dilerim! | Open Subtitles | لقد تأخرت ، أنا آسفة ، رباه أنا في شدة الأسف |
| Üzgünüm. Bu evler gerçekten ihtiyacı olanlar için. | Open Subtitles | أنا في شدة الأسف، هذه المنازل للمحتاجين فعلاً |
| gerçekten Çok üzgünüm ama bence burada bitirmemiz gerek. | Open Subtitles | أنا حقاً في شدة الأسف لكن أظن أن علينا إنهاء الأمر عند هذا الحد |
| Her dört insandan birinin düpedüz salak olduğunu öğrenecek kadar Çok insanla yolum kesişti. | Open Subtitles | لقد قطعت أشواطا طويلة لأعرف أن واحداً من كل أربعة أشخاص يُعتبر في شدة الغباء. |
| Eve varıncaya kadar, Partiye gidebilirdim, kendimi yatağıma atabilirdim Tenimi partnerimin tenine bırakabilirdim, Çok yorgun ve bunalmıştım. Sadece ağlayabilir ve uyuyakalabilirdim. | TED | وحينما كنتُ أعود إلى المنزل، كنتُ أذهب إلى الحفل، وأستلقي بجسدي على الفراش وأدَعُ جسدي يُلامس جسد شريكي، وأنا في شدة الإجهاد والإرهاق إلى درجة أنني كنتُ أبكي ثم يغلبني النُّعاس. |
| Üzgünüm, büyükanne. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا آسف يا جدتي، أنا في شدة الأسف |
| Üzgünüm, Billy. Hem de Çok üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا آسف يا بيلي، أنا حقاً في شدة الأسف |
| Chan, Profesör, Çok üzgünüm ama size engel olmalıyım. | Open Subtitles | تشان، أنا في شدة الأسف ياأستاذ... لكن يجب أن أوقفك |
| Sana olanlar için Çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا في شدة الأسف على ما حدث لك |
| Biliyorum, Çok acı çekiorsundur Annie'için gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | اعلم انك بالتأكيد ،تشعر بالكثير من الألم "،وانا في شدة الأسف بخصوص "آني |
| Yaptığım şey için Çok Özür dilerim. | Open Subtitles | أنا في شدة الأسف لما حدث في الأعلى |
| Rahatsız ettiğim için Çok Özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة. أنا في شدة الأسف لإزعاجك. |
| Ama Nadine Çok mutluydu. | Open Subtitles | ولكن "نادين" كانت في شدة السعادة. |
| Özür dilerim, yanlış ata oynamışsın. | Open Subtitles | أنا في شدة الأسف. لقد راهنت على حصان خاسر. |
| Sam, lütfen dinle geçen gün için Özür dilerim. | Open Subtitles | سام، أنا في شدة الأسف عن ذلك اليوم. |