| O gün öğleden sonra yeşil gözleriyle kumral saçlı iri göğüslü güzellik yaklaşıp beni büyülerken barda Mai Tai'nin tadına bakıyordum. | Open Subtitles | ترى، بعد ظهر ذلك اليوم، أنا كان لذيذ المذاق ماي تاي في شريط اللوبي، عندما كنت أقترب من قبل ساحر، |
| Dün gece barda bir kızla tanıştım ve görünen o ki bana yanlış numara vermiş. | Open Subtitles | التقيت هذه الفتاة في شريط الليلة الماضية، ويبدو أنها أعطاني رقم مزيف. |
| Ama bardaki kadın da fena değil, ve gevşek bir kabul politikası var gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن الفتاة في شريط ليست سيئة سواء، ويبدو انها لديها سياسة القبول فضفاضة جدا. |
| Rebecca, kayda alınan itirafında: | Open Subtitles | في شريط إعترافها ... ريبيكا) ذكرت ) |
| Zaten en iyi bölümler kasetimizde buralar var. | Open Subtitles | لدينا هذه في شريط أفضل الاغاني |
| Normalde onu etraftaki bir İrlanda barında bulabilirsin. | Open Subtitles | عادة يمكنك العثور عليه في شريط لريش في مكان ما. |
| "Bir kafede yalnız başıma oturuyordum ki, garson bir şişe Pinot Noir getirip bardaki yakışıklı adamdan olduğunu söyledi", dedi gelin, gözleri parlayarak. | Open Subtitles | ." من رجل وسيم في شريط " أنا وحدي في مقهى عندما النادل جلبت على زجاجة من بينوت نوير" عندما كنا وأبوس]؛ أنهى د النبيذ، كنت أعرف كنت أرغب في الزواج منه. . " |
| Onlar da çift sarmallı. Ama onların içinde, onları enfekte eden bir virüs var bu virüs bir parça kağıt gibi katlayabileceğimiz güzel, uzun ve tek iplikçikli bir genoma sahip. | TED | وها هي الاشرطة المزدوجة مرة أخرى .. عندما تحقن فيروس في شريط فردي من الجينيوم الطويل يمكننا طيه كما يطوى الورق |
| İki saat içinde barda buluşup kutlayalım bunu. | Open Subtitles | دعونا نجتمع في شريط في ساعتين ونحن سوف نحتفل. |
| Bunu sana barda anlatmıştım. | Open Subtitles | هذا ما قلت لك في شريط. |
| Kardeşi onunla barda mıymış? | Open Subtitles | ؟ هل كان شقيقه في شريط معه؟ |
| barda veya başka bir yerde yok. | Open Subtitles | لا في شريط أو في أي مكان آخر. |
| Steve, barda bir silah olamaz! | Open Subtitles | ستيف، لا يمكن أن يكون بندقية في شريط! |
| - Şu anda bir barda. | Open Subtitles | -She هو في شريط سخيف. |
| Ama bardaki son gey eleman oydu... | Open Subtitles | لكنه كان الرجل مثلي الجنس مشاركة في شريط |
| Rebecca, kayda alınan itirafında: | Open Subtitles | في شريط إعترافها ... ريبيكا) ذكرت ) |
| Zaten en iyi bölümler kasetimizde buralar var. | Open Subtitles | لدينا هذه في شريط أفضل الاغاني |
| O zaman yarın öğlen 2'de Majestic Otel'in barında. | Open Subtitles | غدا الحين. 02: 00 في شريط في فندق ماجستيك. |
| Bir kafede buluşabiliriz. | Open Subtitles | ونحن قد يلتقيان في شريط. |
| Yani bu Cas9 RNA gözcü bileşimini DNA'yı kesen bir çift makas gibi düşünebiliriz. DNA helezonunda çift sarmallı bir ayrım yaratıyor. | TED | إذاً، يمكننا اعتبار المركب الحارس المكون من كاس9 والآر إن إيه مثل مقص يقطع الحمض النووي. حيث يحدث قطعاً مزدوجاً في شريط الحمض النووي لولبي الشكل. |