"في شكل" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • formunda
        
    • olarak
        
    Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. TED لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر.
    Ancak jeolojistlerin tahmin ettiğine göre hala gizli olan, keşfedilmemiş ve haritalandırılmamış, yaklaşık 10 milyon kilometrelik bir kısım mevcut. TED ولكن علماء طبقات الأرض قدروا أن المتبقي، حتى يتم اكتشافه ورسمه في شكل خرائط، يمثل حوالي 10 مليون من الكيلومترات.
    Ayrıca bir daire içindeki hareketin, hareket ve sabitlik anlamına gelebileceğini düşünebilirsiniz, tıpkı evren gibi, çoğu yerde görebileceğiniz bir şey. TED تستطيع أن تتخيل أيضًا أن الحركية في شكل دائري قد تعني الحركة والسكون، مثل الكون، ما تراه في العديد من الأماكن
    Çünkü insan DNA'sının buz kristali formunda mükemmel bir kopyası. Open Subtitles لأنها مضاعفةً متقنة للحمض النووي البشري في شكل ثلج بلّوري
    ben bunu kitap formunda nasıl iletebileceğimi düşünmeye başladım TED وبدأت أفكر كيف يمكن أن أوصل هذا في شكل كتاب.
    Genel olarak, bu tarih hakkındaki fikirlerimizi bu gibi ağaç şekilleriyle ifade ederiz. TED وعادة ما نمثل أفكارنا عن ذلك التاريخ .. في شكل شجرة مثل هذه
    Kültür, doğaya karşı bir reaksiyondur ve atalarımızın bu anlayışı akla uygunluğu daima farksız hikayeler, semboller ve riüeller şeklinde nesilden nesile aktarılmıştır. TED الثقافة هي نتاج تفاعل مع الطبيعة وما فهمه أسلافنا تنتقل من جيل إلى جيل في شكل قصص، ورموز، وطقوس وكلها لا تبالي بالمنطق
    Birisi yaklaşık 6 metre derinde, oldukça kötü bir halde. Open Subtitles الأول في أسفل حوالي 20 قدمَ، في شكل سيئ جداً
    Ondan sonraki sene Dönüştür-Adam bayağı bir kaslı hâle gelmişti. Open Subtitles بعد ذلك بعام ريساكلوبس بدأ حقا في شكل خاص به
    Faturalar ya da dosyalar arasında saklanmış hamiline bir senet olabilir, ya da buradaki elektronik aletlerden birisinin içinde mücevher halinde saklanmış olabilir. Open Subtitles يمكن أن تكون في سندات مخبّأة في فواتير أو ملفات أو على الأرجح، في شكل مجوهرات مخبّأة في مكان ما بداخل هذه الإلكترونيّات
    Büyük ikramiyelerindeki avantaları topluyorlar herhangi bir iyi hırsız gibi. Open Subtitles يأخذون أخطاءهم في شكل مكافآت عظيمة مثل أي سارق جيد
    Şimdi Google bir kitabı dijitalize hale getirdiğinde, onu çok güzel bir formatla sunuyorlar. TED الآن حين يقوم غوغل برقمنة كتاب، يضعونه في شكل أنيق للغاية.
    Ve bunların hepsi gün ışığında oluyor, ve hepsi de bir nevi bıkkınlık perdesi altında korunuyor. TED كل هذه الأمور تحدث في شكل بدائى، وكلها محكومة ومحمية بقوى مملة ومضجرة من نفس المجال.
    Yada bu veriyi alıp organik bir şekle sokarak ekrana yansıtırsam ne olur? Sağdaki şekil TED أو ماذا لو كان بإمكاني أخذ تلك المعلومة ووضعها في شكل عضوي هناك على الشاشة؟ الشكل على اليمين هناك
    Böyle yapmakla, beslenme alanlarından aldıkları gübreyi dışkı formunda ihtiyaç duyulan alanlara taşırlar. TED و أثناء ذلك، تقوم بنقل سماد في شكل فضلات من مناطق تمتلكها إلى أخرى بحاجة إليها.
    Teoriye göre, anılar hologram formunda kaydedildiği için böyle olur ve hologramlarda resmin bütününü görmek için tek bir parçası gerekir. TED ووفقا للنظرية ذلك لأن الذكريات يتم تخزينها في شكل صور مجسمة وفي الهولوغرام، تحتاج فقط إلى جزء واحد لرؤية الصورة بأكملها.
    Toprağa kompost formunda, çok miktarda karbon eklemiştik; TED كنا قد وضعنا الكثير من الكربون في التربة في شكل سماد.
    Ve herbir oy pusulası formunda, sağ tarafta, 2D barkod şeklinde şifrelenmiş bir sayı var. TED وفي كل ورقة إقتراع هناك قيّم مشفرة في شكل شريط مرمّز ثنائي الأبعاد على اليمين.
    Papağan balığı ince zardan yapılmış uyku tulumu formunda zekice bir çözümle ortaya çıkıyor. Open Subtitles ابتكرت سمكة الببغاء حل رائع في شكل كيس النوم مصنوع من الغشاء.
    Eğer bir sebepten ötürü memnun kalmazsanız, paranızı meşe palamudu formunda iade ederim. Open Subtitles وإن كنت مستاء لأيّ سبب، فسأعيد لك أموالك في شكل جوز
    80'li yıllarda, ilk vahşi dişi modelimiz Alexis Carrington olarak karşımıza çıkarıldı. TED العقد 1980 أعطيت لنا أول طراز كوغار في شكل كارينغتون الكسيس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more