| Piyonlarından birinden de vazgeçtiğinde, bu oyunu kolaylıkla kendi lehine çevirebilirdin. | Open Subtitles | وتستغني عن احدى خيولك وتجعل هذه اللعبة تعود في صالحك |
| Bak Birgitte... göğsünde hücre değişiklikleri olmuşsa zaman lehine işlemeyecektir. | Open Subtitles | ان كان هناك تحورات في خلايا ثديك فالوقت ليس في صالحك |
| Ben, senin için en iyi olanı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكر فقط في ما هو في صالحك |
| Kendiniz için en iyi olanı yapmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تفعل ماهو في صالحك أنت الآن |
| Bak, söylemek istemezdim ama burada olduğunu biliyor ve ne yazık ki zaman senden yana değil. | Open Subtitles | أكره أن أصدمك بالحقيقة يا رفيق لكنها تعرف أنك هنا الآن و للأسف الوقت ليس في صالحك |
| 3 aptal, Kai ile Jo'nun birleşmesinin Liv ile senin işinize geleceğini düşündünüz. | Open Subtitles | أنتم أيّها الأغبياء الثلاثة ارتأيتم أن اندماج (كاي) و(جو) في صالحك أنت و(ليف). |
| Savaşın tek iyi tarafı Jane, senin lehine bitirmendir. | Open Subtitles | النقطة الوحيدة من معركة، جين، هو لوضع حد لها في صالحك. |
| Belki de bu senin lehine olur. | Open Subtitles | من الممكن ان يعمل هذا في صالحك |
| Durumu bir insanın lehine veya aleyhine çeviren bir gücün var olduğu düşüncesi çok saçma. | Open Subtitles | -الحظ هو مفهوم قبيح وبغيض فكرة أن هناك قوة في الكون تجعل الأحداث في صالحك |
| İhtimaller hiç senin lehine görünmüyor. | Open Subtitles | الاحتمالات ليست في صالحك بلا شك. |
| Senin lehine olan şey: | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي قد يكون في صالحك الآن |
| Dagan senin formda olduğunu söylüyor senin lehine bahis yatıracakmış. | Open Subtitles | ( ديجن) يَعتقد انكِ لست بجيد... يعطي إحتمالات في صالحك. |
| Kendin için en iyi olanı düşün. | Open Subtitles | فكر بما هو في صالحك |
| Senin için en iyi olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل ما هو في صالحك |
| Senin için en iyi olanı yapıyorum. | Open Subtitles | إني أفعل ما هو في صالحك |
| Güç sizde yana iken zaman çok değerlidir. | Open Subtitles | ومن لحظة دقيقة عندما يتأرجح الزخم في صالحك. |
| Ve şans daima sizden yana olsun. | Open Subtitles | و أتمنى أن تكون احتمالات النجاة في صالحك |
| Özellikle de o şey, yıllardır sizin işinize yararken. | Open Subtitles | خصوصا عندما "ما هو" يعمل في صالحك |