| Bana Sırtındaki bıçağı göster. | Open Subtitles | أريني السكين فحسب في ظهرك ليسفيجرحغائر.. |
| Sırtındaki yaraya hızlıca bakmak istiyorum, mahsuru yoksa. | Open Subtitles | أريد أن ألقي نظرة على هذا الجرح في ظهرك بسرعة، إن لم تمانع ذلك |
| Evet, şimdi Sırtındaki kaslara dokunacağım. | Open Subtitles | لا بأس,سوف أتحسس العضلات في ظهرك. |
| Benden kaçarsan, sırtına mermiyi yersin, anladın mı? | Open Subtitles | إذا حاولت الهرب سأضع رصاصة في ظهرك أتفهمني؟ |
| Ciğerlerin etrafında sıvı toplanması demektir ve oldukça tehlikelidir ve sırtına iğneyi batırıp sıvıyı çekmekten başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | إنه تراكم السوائل حول الرئة، و هذا خطير و ليس لدي أي خيار إلا أن أطعنك في ظهرك بهذا المحقن و سحب كل السائل منك |
| Arabanın üstü ve belindeki sinir zedelenmesi ve elektrik şoku için özür dilerim ve... | Open Subtitles | شكراً لك، واسفه عن السقف. وعن الاضرار في ظهرك |
| Arabanın üstü ve belindeki sinir zedelenmesi ve elektrik şoku için özür dilerim ve... | Open Subtitles | شكراً لك، واسفه عن السقف وعن الاضرار في ظهرك |
| Sırtındaki dövmeyi gördüm. Oldukça büyükmüş. | Open Subtitles | . رأيت الوشم في ظهرك يبدو كبيراً جداً |
| - Sırtındaki ağrıdan bahsettiğinde, | Open Subtitles | -عندما أخبرتني عن الألم في ظهرك |
| Lou, şu Sırtındaki şeyi göstersene. | Open Subtitles | اوه يا (لو) ارها ذلك الشيء الذي في ظهرك |
| Sırtındaki. | Open Subtitles | .الذي في ظهرك |
| Sırtındaki. | Open Subtitles | في ظهرك. |
| O bıçağı sırtına siz saplamış sayılırsınız. | Open Subtitles | كان من الأفضل أن تغرِس السكّين في ظهرك بنفسك |
| Kımıldama! sırtına delik açmadan dursan iyi edersin! | Open Subtitles | توقف، من الأفضل لك أن تتوقف قبل أن اصنع فجوة في ظهرك. |
| Acı dindirici merhem sürmek için sırtına ulaşamamayı ve mütemadiyen acı içinde olmayı da. | Open Subtitles | كم هو مؤلم عندما لا تستطيع الوصول بيدك لنقطة الألم في ظهرك وانت تتألم بأستمرار |