| Birbiriyle çakışan sırlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu sırların çakıştığı yerlerde yaşar ve ölürüz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم مليء بالاسرار و عندما نموت تتلاقى هذه الاسرار مع بعضها البعض |
| Savaşlarla dolu bir dünyada yaşarken, köyüm saldırıya uğradı. | Open Subtitles | بينما أنا اعيش في عالم مليء بالحروب هوجمت قريتي |
| Yeterince iyi olmayan annelerle dolu bir dünyada yaşadım. | Open Subtitles | عشت في عالم مليء بالأمهات الغير جيّدات كفاية |
| Melekler ve şeytanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم مليء بالملائكة و الشياطين |
| Stres dolu bir dünyada hepimizin affedilebilecek bir kaç zayıf noktası vardır. | Open Subtitles | في عالم مليء بالضغوطات يمكننا جميعا ان نتغاضى عن بعض نقاطالضعف |
| Clem kızgın. Onu umut dolu bir dünyada... bıraktığını düşünerek öldün... ama öyle olmadı. | Open Subtitles | (كليم) مستاءة، توفيت معتقداً أنك ستتركها في عالم مليء بالأمل |