| Biraz çabuk olun, acelem var. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمري. لدي الكثير من العمل. |
| Bugün acelem var. Tekrar geleceğim. | Open Subtitles | معذرة , أنا في عجلة من أمري اليوم سأعود مرة اخرى لاحقا |
| Bende dedim ki "Yapma doktor, çok acelem var sadece iç çamaşırı mı bıraksam olur mu?" | Open Subtitles | فقلت له أنا في عجلة من أمري هل ينفع أن أترك ملابسي الداخلية فقط؟ |
| Dünyadaki herkesin acelesi var. Benim de acelem var. | Open Subtitles | نعم ، العالم كله في عجلة أنا في عجلة أيضاً |
| Biraz Acelemiz var da, birayı hemen alalım. | Open Subtitles | نحن في عجلة من امرنا ، سنآخذ البيرة الآن |
| Oradan aceleyle çıktı gitti birine mesaj yazıyordu ama onu kaybettim. | Open Subtitles | كانت في عجلة للخروج من هناك، تُراسل شخصاً ما، ولكنّي فقدتها. |
| Yeni güçler elde etmekte hiç acelem yok. | Open Subtitles | إنني لست في عجلة للحصول على أي قدرة جديدة |
| Çin'de her zaman herkes bir şeyler için acele eder, daha iyi bir hayat sürebilmek için 1.3 milyar insanın önüne geçmeniz gerekir. | TED | ففي الصين حيث كل شخص وكل شيء في عجلة من أمرهم، تحتاج إلى أن تتفوق على 1.3 مليار شخص لكي تبني لك حياة أفضل. |
| Çok acelem var, arabam çalışıyor. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمرنا كبيرة والسيارة لا يزال قيد التشغيل. |
| - acelem var. Mecbursanız fişini kesin. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمري، أخبريني بالمجموع إن تستطيعين |
| Seni görmek güzeldi. - acelem var. Gitmeliyim. | Open Subtitles | لقد سعدت لرؤيتك انا في عجلة من امري،يجب ان اذهب |
| Biraz acelem var, sonra görüşürüz. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمري الآن إلى اللقاء يا سيدي |
| Biraz acelem var. Hemen paketlersen harika olacak. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمري سيكون رائعاً لو قمت بتغليفه |
| Biraz acelem var. Ama bizim galeride bunlardan bir kaç tane modelini satıyorum. | Open Subtitles | أنا في عجلة من أمري الآن, لكنني ضيفة في "ظلال القمر" عند الواحده |
| Buradaki insanların acelesi var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا كثيرون من الناس في عجلة من امرهم هنا. |
| Buradaki insanların acelesi var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا العديد من الناس في عجلة من امرهم هنا. |
| Acelemiz var arabada bir hastamız var. | Open Subtitles | هناك مريض في السيارة ، ونحن في عجلة من امرنا. |
| Biraz Acelemiz var da daha sonra ofisinize bıraksam olur mu? | Open Subtitles | نحن في عجلة نوعاً ماذا لو جئت به إلى مكتبك؟ |
| Demek benden üç dakika sonra çıktı... aceleyle, yani benim peşimde değildi. | Open Subtitles | لقد غادر بعدي بثلاث دقائق في عجلة كما تقول اذا لم يكن يريدني |
| Son hayal kırıklığı için hiç acelem yok. | Open Subtitles | أنا لست في عجلة على خيبة الأمل النهائية هذه |
| Bay Cosgro ve gitmek için acele ediyordu. | Open Subtitles | وكان السيد كوسجروف في عجلة من امره للذهاب |