| Dolayısıyla Soyunma odasında oturuyor ve dizlerimi bantlıyordum. | Open Subtitles | أنا جالس في غرفة الخزانات مقيد ركبتي بالشريط الاصق |
| Çocuklar bunun hakkında beni Soyunma odasında sıkıştırdılar. | Open Subtitles | انظري , أنا آسف الفتيان كانوا يضايقونني في غرفة الخزانات |
| Soyunma odasında diğer çocuklar tarafından sıkıştırılmasını engelleyecekse kesinlikle. | Open Subtitles | حسنا إذا كان يمنعه من من صيحات الاستهجان في غرفة الخزانات من الأولاد الآخرين بالطبع |
| Soyunma odasındaki karmaşayı görmeliydin. | Open Subtitles | كان عليكِ أن تري المرح في غرفة الخزانات |
| Soyunma odasındaki karmaşayı görmeliydin. | Open Subtitles | كان عليكِ أن تري المرح في غرفة الخزانات |
| Zaten malzeme odasında da güvenlik kamerası yok. | Open Subtitles | و أيضا علمت بأنه لا توجد كاميرات مراقبة في غرفة الخزانات |
| - Kesinlikle hiçbir şey olmadığında aynı Soyunma odasında olan bir erkeğin başka bir erkekten hoşlanması garip mi? | Open Subtitles | -أليس جيداً أن رجل يعجبه رجل آخر ؟ فقط لإنه كان في غرفة الخزانات معه ولم يحدث شيئاً , و أعتقد أني طلبت منك ألا تدفعي |
| Sadece... Soyunma odasında beklerim. | Open Subtitles | . . أنا سوف أتسكع في غرفة الخزانات |
| Hayatımın yarısını Soyunma odasında geçirdim. | Open Subtitles | قضيت نصف حياتي في غرفة الخزانات |
| Dizlikler Soyunma odasında durur. | Open Subtitles | حاميات الركبة موجودة في غرفة الخزانات |
| Kent, neden Soyunma odasında üstünü değiştirmiyorsun? | Open Subtitles | (كنت)، لمَ لست في غرفة الخزانات تغير ملابسك ؟ |
| Soyunma odasında bayan Kaley'e kaydığınızı gördüm. | Open Subtitles | ما قمت به أنت والسيدة (كايلي) في غرفة الخزانات لقد رأيتك |
| Elliot, malzeme odasında ağlıyor muydun? | Open Subtitles | إليوت) ، هل كنتي في غرفة الخزانات تبكين؟ |