| Okulu asmalarının sebebi eğlenceli şeyler yapmaları... tüm gün boyunca Odalarında saklanıp kapı önüne çıkmaktan korkmaları değil. | Open Subtitles | هم يفوتون المدرسة ليقوموا بعمل امور ممتعة وليس لكي يختبئوا في غرفهم طوال اليوم والخوف من تخطي الباب الامامي |
| Çocukları Odalarında bağlarız, böylece bir şey duymazlar. | Open Subtitles | يمكننا تقييد الأطفال في غرفهم في الطابق العلوي لكي لا يسمعوا أي من هذا. |
| 11:00'da Odalarında olsunlar. Ve tabaklarındakini bitirdiklerinden emin ol. | Open Subtitles | ضعهم في غرفهم في الحادية عشرة دعهم ينظفوا أطباقهم |
| Yalnızlık düşkünlerinin küçük odalarından pizza ısmarlayarak birbirlerine ateş püskürdükleri bir dönem. | Open Subtitles | حيث ان هولاء المجموعه من المنعزلون يجلسون في غرفهم الصغير ياكلون البيتزا ويشعلون النار ببعضهم البعض في كل وقت |
| İnsanlar otel Odalarında güvende olmadıklarını düşünürlerse bu adanın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi tehlikeye atarız. | Open Subtitles | ،إن ظن الناس أنهم غير آمنين في غرفهم الفندقية فإننا نجازف بأكثر شيء تعتمد عليه هذه الجزيرة |
| Aynı zamanda, bilim adamlarıda soyunma Odalarında | Open Subtitles | حاليـاً , العلماء في غرفهم المغلقـة |
| Neden? Çünkü onlar İnternet'in değişimin yeni hızlandırıcısı olacağını düşünüyorlar, genç insanları sokaklara dökeceğini düşünüyorlar, aslında sokağa dökülmesi beklenen insanları Odalarında pornografi indirmeye itecek yeni uyuşturucu da olabilir. | TED | لماذا؟ لأنهم يفترضون بطريقة ما أن الإنترنت ستصبح حافزاً التغيير الذي سيدفع الشباب الى الطرق، بينما في الواقع أنها ربما تصبح الأفيون الجديد للجماهير الذين سيبقون نفس الناس في غرفهم يحمّلون المواد الإباحية. |
| - Odalarında yoklar mı? - Hayır. | Open Subtitles | أليسوا في غرفهم ؟ |
| - Odalarında değiller. | Open Subtitles | لأنهم ليسوا في غرفهم |
| İki çocuk Odalarında öldürülmüş. | Open Subtitles | طفلان لقوا حتفهم في غرفهم . |