| Claudia hala tıp fakültesinde ve sen evli bir doktorsun. | Open Subtitles | هي ما زالت في كلية الطب و أنت دكتور متزوج |
| Bu kadın Havana'daki Latin-Amerikan tıp fakültesinde eğitim görmüş bir sanatçı. | Open Subtitles | تلك المرأة فنانة تدربت في كلية الطب الأمريكية اللاتينية في هافانا |
| Isaac Kohane Harvard tıp fakültesi'nde informatik, veri ve bilgiye dayalı bir departman oluşturmaya çalışıyor. | TED | إسحق كوهن أنشأ الآن فرعا مبنيا على المعلوماتية والبيانات والمعرفة، في كلية الطب بجامعة هارفارد. |
| O dönem Ebola hakkındaki tüm bilgim tıp okulunda okumuş olduğum bir sayfalık bir makaleden ibaretti. | TED | في هذا الوقت كل معرفتي عن إيبولا جاءت من مقال من صفحة واحدة قرأته في كلية الطب. |
| Ama iyi tarafı bu bana siz tıp okurken ziyarete geldiğim zamanı hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يذكرني بالوقت الذي أتيت لرؤيتكما فيه في كلية الطب |
| tıp fakültesini bitirmesini sağladın ve doğurmak için işini bıraktın. | Open Subtitles | وقد قابلتيه في كلية الطب, وكنتي, منفصلة ولديكي طفل, أليس كذلك? |
| Ve ben tıp fakültesindeyken aldığım mesaj buydu. | TED | وكانت تلك هي الرسالة التي استوعبتها. عندما كنت في كلية الطب. |
| Bazısı yüksek lisans, doktora ve lisans öğrencisi ve biri de tıp öğrencisi. | TED | لدي ماستر، دكتوراه، غير متخرج، واحد منهم في كلية الطب. |
| Kabalık etmek istemem ama tıp fakültesine başlamak biraz yaşlı sayılmaz mısın? | Open Subtitles | أنا لا اقصد ان أكون وقحاً لكن ألست كبير السن لكي تبدأ دراسة في كلية الطب ؟ |
| - Aynen. - tıp fakültesinde misin? - İş üzerinde sırtımı incittim. | Open Subtitles | ــ أنتَ تدرس في كلية الطب ــ لقد آذيتُ ظهري أثناء العمل |
| Başka bir deyişle, sizlere tıp fakültesinde öğrendiğim her şeyi anlatmalıyım. | TED | لذلك وبعبارة أخرى، أحتاج أن أخبركم كل شيء تعلمته في كلية الطب. |
| Benim alanımda, tıp fakültesinde asistanlar robotik cerrahiye dâhil oldu, çok yönlü eğitimleri pahasına. | TED | في محيطي، انخرط المقيمون في الجراحة الروبوتية في كلية الطب على حساب تعليمهم العام. |
| Hayır, ama buradaki tıp fakültesinde bir tane olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لا، لكنني وجدت للتو واحد هنا في كلية الطب. |
| tıp fakültesinde testis kanseri olduğu için notlarının düşük olduğunu anlatan o içten, harika yazıyı yazmış. | Open Subtitles | هذا العذر عن كيفية أنه لم يكن متفوقاً في كلية الطب لأنه كان يعاني من سرطان الخصيتين |
| tıp fakültesinde kıçımı bunun için yırtmadım. | Open Subtitles | ليس هذا ما قضيت حياتي في كلية الطب لأجله |
| 3 senelik hazırlık ve 4 yıl tıp fakültesi bir şeyi anlamamı sağladı. | Open Subtitles | ثلاث سنوات في تمهيدي طب واربع سنوات في كلية الطب جعلني اكتشف شئ ما |
| tıp fakültesi yolunda sana engel olup, çöküşe girmiş bir alışveriş merkezinde en iyi ikinci diş hekimi olma yolundan, yani seni gerçek kaderinden uzaklaştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | إعانتك لنصف مشوارك في كلية الطب وإبعادك من قدرك الحقيقي والذي هو أن تصبح ثاني أفضل طبيب أسنان |
| İzin ver de sana tıp fakültesi'ndeyken başıma gelen bir hikayeyi anlatayım. | Open Subtitles | دعني أقول لك قصه .. حدثت معي في كلية الطب |
| -Aslında, şu anda tıp okulunda değilim | Open Subtitles | ـ في الحقيقة، أنا لست في كلية الطب الآن. |
| Bizlere tıp okulunda yiyeceklerin gücü anlatılmıyor. | Open Subtitles | لم يتمّ تعليمنا عن قوة الغذاء في كلية الطب. |
| Frankie'nin tıp okurken okuldaki müzik grubu bu. Bateriyi çalan o. | Open Subtitles | عندما كان في كلية الطب هذا فرانكي و هو يعزف على الطبول |
| Ama tıp fakültesini bitirmedim. | Open Subtitles | ولكنّي لم أكمل دراستي في كلية الطب |
| tıp fakültesindeyken bir gün boğulmuş bir adama otopsi yapıyordum. | Open Subtitles | مرة في كلية الطب قمت بتشريح شخص كان من الممكن ان يغرق |
| Ortalama bir tıp öğrencisi eğitimi boyunca tüm zamanının yalnızca beş saat kadarını LGBT sağlık ihtiyaçları hakında eğitim alarak geçiriyor. | TED | الآن، طالب الطب العادي يقضي حوالي 5 ساعات يتعلم عن الاحتياجات المتعلقة بالصحة المثلية عندما يكونون في كلية الطب. |
| tıp fakültesine gittim çünkü belki dosyalarda kızın adı vardır diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت في كلية الطب. ظننت انهم وضعوا اسمها على الملف |