| Mısır çabucak tüm Dünyadaki en ucuz hayvan yemlerinden biri hâline geldi. | TED | الذرة سرعان ما أصبحت واحدة من أرخص الأعلاف الحيوانية في كل العالم. | 
| Söylesenize Binbaşı, tüm Dünyadaki en gizli ajan kimdir? | Open Subtitles | أخبرني ماجور.في كل العالم من هو أشهر عميل سري؟ | 
| Ve bu sadece Amerika değil, tüm dünyada böyle. | TED | وهذا ليس في أمريكا فقط. هذا في كل العالم. | 
| Bu çiçek hastalığı olayı sadece Hindistan'da değil tüm dünyada yaygın bir olaydı. | TED | لم تكن الهند فقط التي لديها ألوهية للجدري، ألوهية الجدري كانت سائدة في كل العالم. | 
| tüm dünyadaki bebekler, benim tanımıma göre dünya vatandaşıdır; | TED | دعوني أوضح, الأطفال الرضع في كل العالم هم على ما يروق لي وصفهم بمواطني العالم; | 
| dünyanın her yerinde atlaslarda gösterilen bu tür binlerce harita var | TED | هناك آلالاف من هذه الخرائط التي تم عرضها في الأطلس في كل العالم. | 
| Ve işe dünyadaki tüm bilgisayarlardaki tıklama sayısının kaç milyar olduğunu hesaplamakla başladım. | TED | وبدأت بإحصاء البلايين من النقرات الموجودة في كل العالم وفي كل الحاسبات. | 
| Büyük bir hatip olacak. Konuştukça, kelimeleri bu ülkenin ve ve dünyanın dört bir yanından duyulacak. | Open Subtitles | سيتحدث بتلك الكلمات التي ستكون مسموعة في البلاد و في كل العالم | 
| Dünyadaki en büyük adalet sisteminin gücüne tanık olduk. | Open Subtitles | ونحن شهدنا القوة لنظام العدالة الأعظم في كل العالم | 
| Çocukken burası Dünyadaki en sevdiğim yerdi. | Open Subtitles | عندما كُنتُ طفلاً كان هذا مكاني المفضل في كل العالم | 
| Dünyadaki en güzel elmas. | Open Subtitles | الماسه الأكثر روعه في كل العالم. | 
| Dünyadaki en kurnaz, en zeki, en dahi suçlu. | Open Subtitles | الأكثر إبداعاً مجرم في كل العالم. | 
| Jun Pyo sadece güney Kore'de değil, sadece Asya'da değil tüm dünyada uğraş vermesi gereken bir çocuk. | Open Subtitles | جون بيو ولد عليه أن ان يكون ليس فقط فيكوريا أو آسيا بل في كل العالم | 
| Fazla detay veremem, ...ama bilmenizi istiyorum ki tüm dünyada James için çalışan yüzden fazla adamın izini sürdük ve büyük bir yıkıma sebep olmak üzereydiler... | Open Subtitles | لا يمكنني الدخول في التفاصيل ولكن أردت لك أن تعلم أننا تتبعنا المئات من الناس الذين يعملون لجيمس في كل العالم | 
| tüm dünyada hâlâ var olan ve bizi yok etmek isteyen düşmanlarımızı bir hatırlayalım. | Open Subtitles | ولنتذكر الأعداء الذين لا يزالون يتربصون بنا في كل العالم ويتمنون تدميرنا | 
| tüm dünyadaki tüm kütüphaneler tüm kitapları ki, bu bir içine çekilir olsun lazım? | Open Subtitles | من بين كل الكتب الموجودة في المكتبة ، في كل العالم حشرتم داخل هذا ؟ | 
| tüm dünyadaki tüm şehirlerin daireleri arasından sizler gelip benimkini bir görmelisiniz. | Open Subtitles | لكل الشقق في كل القرى في كل العالم يجب ان تكون في شقتي | 
| Ama Yahudiler dünyanın her yerindeler, sadece Avrupa'da değil. | Open Subtitles | لكن هناك يهود في كل العالم وليس بأوربا فقط | 
| Toplumun her kesiminden üyelerimiz var ve dünyanın her yerinden, ve bir liderimiz yok. | Open Subtitles | لدينا أعضاء من كل المجتمع و من كلِ طبقاتِ المجتمع في كل العالم, و لا يوجدُ لدينا شخصاً محدداً يقودنا. | 
| kendi efendim olmamı mı, bu harika olurdu dünyadaki tüm hazineler ve sihirler... ben ne diyorum? | Open Subtitles | أن أكون سيد نفسي هذا شيء سيكون أعظم من كل السحر وكل الكنوز في كل العالم | 
| Yip Man Hong Kong'da hastalanarak öldü. Feneri sayısız insana miras bıraktı. Onun sayesinde Wing Chun gelişti ve dünyanın dört bir tarafına yayıldı. | Open Subtitles | مات يب بالمرض في هونج كونج و أورث افانوس لكثيرٍ من بعده وبفضله إزدهرت ونج شن و إنتشرت في كل العالم |