| İçinde karadelikten başka birey kalmamış olan bir evrende yaşayacağızç | TED | سوف نعيش في كون لا شئ فيه سوى الثقوب السوداء. |
| Belki de yer ve zaman açısından sonsuz bir evrende yaşıyoruz. | TED | من المحتمل أننا نعيش في كون لا متناه في كِلا الزمان و المكان |
| Sicim kuramının matematiğini çalışırken, 3 tane uzay boyutu olan bir evrende işlemeyeceğini görürsünüz. | TED | عندما تقوم بدراسة البنية الرياضية لهذه النظرية، فستجد أن النظرية لا تصلح للعمل في كون ذو ثلاثة أبعاد فراغية فقط. |
| Belki de iki fevri insanın beraber olmasının bir kötü yanı vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هنالك جانب سيء في كون شخصين متهورين في علاقة معاً |
| Yani bu kadar çok ihtimalin olduğu uçsuz bucaksız bir kainatta ne arayacağımızı veya ona gelince, nerede arayacağımızı nasıl bileceğiz? | Open Subtitles | لذا في كون بهذا الاتساع , وبهذه الإحتمالات الكثيرة كيف نعرف عمَ نبحث أو بالنسبة للبحث بحد ذاته أين نبحث ؟ |
| 4, 5 ya da 6 boyutlu bir evrende de işlemez. | TED | لا تصلح للعمل في كون ذو أربعة أبعاد أيضا، و لا حتى ذو خمسة أو ستة أبعاد. |
| Sonunda denklemlerle uğraşır ve ancak 10 tane uzay, 1 tane de zaman boyutu olan bir evrende işleyeceğini görürsünüz. | TED | أخيرا، يمكنك دراسة المعادلات، و التي تظهر أن النظرية صحيحة فقط في كون ذو عشرة أبعاد مكانية و بعد زماني واحد. |
| Şimdi aslında üç boyutlu bir evrende yaşadığımızı hesaba katalım. Üç boyutlu uzay tamam mı? | TED | والان وبالأخذ بالإعتبار أننا نعيش في كون ثلالثي الأبعاد ، حسنا ، فضاء ثلاثي الأبعاد. |
| bu da şudur ki biz becerikli bir evrende yaşıyoruz ve harikulade bir gezenin bir parçasıyız. Ve etrafımız dehayla çevrili. | TED | هو أننا نعيش في كون مقتدر، و أننا جزء من كوكب رائع. وأننا محاطون بالعباقرة. |
| Şansları yaver giderse yeni bir evrende yaşayacaklar. | Open Subtitles | وإذا ما كانوا محظوظين بما فيه الكفاية فسيعيشون في كون جديد |
| Paralel bir evrende arkadaşların şu şekilde karşılık verecekti... | Open Subtitles | تتفوق على قسم خنصر للأطفال ..هل لي أن أشير في كون مماثل لنا أصدقائك يقولون به |
| Işık ve maddeden oluşan bir evrende yaşıyoruz, bizi oluşturan şey madde ve devamlılığımı sağlayan ışık. | Open Subtitles | نحن نعيش في كون المادة والضوء المادة التي تكوننا والضوء الذي يمدنا بأسباب الحياة |
| Bu da bize ezeli ve sınırsız olan bir evrende yaşamadığımızı anlatıyor. | Open Subtitles | لذا فهذا يخبرنا بشيء هذا يخبرنا بأننا لا نعيش في كون لا نهاية له والذي هو قديم بشكل لا يقدر بزمن |
| Alternatif bir evrende burası koro odasıydı. | Open Subtitles | حسناً، في كون بديل، كانت هذه قاعة العرض، |
| Paralel bir evrende burası benim odam olabilirmiş. | Open Subtitles | كما تعلم ، في كون بديل آملت بأن تكون هذه غرفتي |
| Yankı bir evrende, yankı bir ev. | Open Subtitles | محاكاة لمنزل في كون مُحاكى مؤثرات خارقة عبقرية |
| Zamanda bir başlangıca sahip olan bir evrende sınırlı bir ışık hızına sahip olduğunuzda elinizde olan şey, bu. | Open Subtitles | هذا ماتحصل عليه حين تملك سرعة ضوء محدودة في كون لديه بداية في الزمن |
| Ve üremenin bu kadar önemli olmasının nedeni - bitkilerin üreyebilmeleri için yapabilecekleri birçok başka şey var. | TED | والسبب في كون التكاثر الجنسي مهم .. على فكرة .. هناك عدة طرق يمكن للنباتات التكاثر عن طريقها |
| Bunun mantıksız olmasının nedeni, insanlara her iki durumda aynı seçeneği sunmamız. | TED | السبب في كون هذا غير منطقي هو أننا أعطينا الناس بالحالتين الخيار نفسه. |
| Görüşlerimin farklı olmasının nedeni, ben SerbesT Yazılım hareketindeyken... | Open Subtitles | والسبب في كون رؤيتي مختلفة وانا في حركة البرامج الحرة |
| Uçsuz bucaksız kainatta mesajların hedeflerine ulaşması çok uzun zaman alacaktır. | Open Subtitles | في كون فسيح كهذا تأخذ الرسائل وقتاً . طويلاً للوصول لمقصدها |