| Çoklu güvenlik kameraları ve birkaç yazıcı senin bir saatten fazla bir süre savunma araştırmaları tesisinde olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | عدة كاميرات أمنية وصور متعددة أثببت أنك كنت في مؤسسة البحث لأكثر من ساعة |
| O yüzden nekahat tesisinde bakılması daha iyi olacak. | Open Subtitles | لذا سيكون من الأفضل له أن يتم العناية به في مؤسسة |
| Niçin akıl hastanesinde olmam gerektiği kafamı karıştırıyor. | Open Subtitles | انا محتارة لكوني هنا في مؤسسة للأمراض العقلية |
| 17 yılımı akıl hastanesinde geçirdim ben. | Open Subtitles | لقد كنت في مؤسسة للأمراض العقلية، للـ17 سنة الماضية. |
| Bu bir enstitüde olacağını düşündüğünüz türden bir kitap. | TED | هو نوع الكتاب الذي تعتقد أنّه سيكون في مؤسسة. |
| İkinci sonuç; görünüşe göre kız kardeşim Eurus çocukluğundan beri ağabeyim tarafından kontrol edilen güvenli bir enstitüde tutuluyor. | Open Subtitles | الإستنتاج الثاني، أختي (يوروس)، علي ما يبدو قد سٌجنت في سن مبكر في مؤسسة آمنة -يسيطر عليها أخي |
| Federal bir tesiste, geceleri vücut taraması yapılmadan, verilebilecek en az ceza. | Open Subtitles | أقل وقت في مؤسسة فيدرالية من دون تفتيشات ليلية |
| New York'ta Ford Vakfı'ndan birileriyle yeniden konuşmuş. | Open Subtitles | ؟ لقد تحدثت مع بعض العاملين في مؤسسة فورد في نيويورك |
| Tretonin tesisinde ne aradığınızı açıklar mısınız? | Open Subtitles | أرغب بمعرفة لماذا كنتما في مؤسسة ال"تريتونين"؟ |
| Kim bilir? Biryerlerdeki devlet tesisinde. | Open Subtitles | في مؤسسة حكومية في مكان ما |
| Tüm teyp yedekleri hâlâ New York tesisinde. | Open Subtitles | كل شرائطهم موجودة في مؤسسة (نيويورك) |
| Az önce sana akıl hastanesinde yattığımı söylemiş oldum. | Open Subtitles | أخبرتكَ للتو أني كنت في مؤسسة |
| İki yılını, bunu yazdığı yer olan Shenley denen akıl hastanesinde geçirdi ve sonra intihar etti ki buna komplo denilebilir. | Open Subtitles | قضى سنتان في مؤسسة نفسية تُدعى (شينلي) حيث كتب هذه، ثم انتحر مما... يُضاف إلى المؤامرة |
| Bir akıl hastanesinde kalıyor. | Open Subtitles | إنها في مؤسسة. |
| Eurus'un psikozunun derinliği ve yeteneklerinin seviyesi normal bir enstitüde kilit altında tutulmasına elverişli değildi. | Open Subtitles | عمق الذهان لدي (يوروس) ومدي قدراتها لا يمكن السيطرة عليها في مؤسسة عادية |
| İkinci sonuç; görünüşe göre kız kardeşim Eurus çocukluğundan beri ağabeyim tarafından kontrol edilen güvenli bir enstitüde tutuluyor. | Open Subtitles | الإستنتاج الثاني، أختي (يوروس)، علي ما يبدو قد سٌجنت في سن مبكر في مؤسسة آمنة -يسيطر عليها أخي |
| Eurus'un psikozunun derinliği ve yeteneklerinin seviyesi normal bir enstitüde kilit altında tutulmasına elverişli değildi. | Open Subtitles | عمق الذهان لدي (يوروس) ومدي قدراتها لا يمكن السيطرة عليها في مؤسسة عادية |
| Gizlice parasını ödediği çok ünlü, çok iyi, çok pahalı bir tesiste. | Open Subtitles | ابنه كان في مؤسسة . . مختصة منذ ولادته |
| Gizli servis ajanıyım Çok gizli tesiste çalışıyorum, | Open Subtitles | أنا عميل "شعبة رئاسية" وأعمل في مؤسسة عالية السرية.. |
| Ebedi İlerleme Vakfı olarak uzun ve verimli bir yaşam sürmeni isteriz. | Open Subtitles | نحن في "مؤسسة فورإيفر فورورد" نريد أن نراك تعيش طويلاً وبشكل وافر |
| Sussman Vakfı'ndaki dostlarımız, köhne bir acil sağlık hizmeti veren bir yere değil seçkin bir tıp merkezine önemli katkılarda bulunmak ister ancak. | Open Subtitles | اصدقائنا في مؤسسة سوسمان مهتمون في تقديم مساهمات كبيرة لمرافق طبية متميزة |