"في ماء" - Translation from Arabic to Turkish

    • suya
        
    • suda
        
    • suyun içine
        
    • suyunda
        
    Bu soruyu, düzeneği sabunlu suya batırarak cevaplayalım. TED هيا بنا نكتشف الإجابة من خلال غمسها في ماء صابوني.
    Eger bir kurbağayı kaynıyan suya atarsan zıplar derdi. Open Subtitles معلمي العلوم للمرحلة التاسعة خبرني ذات مرة اذا وضعت ضفدع في ماء مغلي سيقفز للخارج
    Ama soğuk suya koyup Yavaç yavaş kaynatırsan bekler, Open Subtitles و لكن اذا وضعته في ماء بارد و بدأت تسخنه تدريجياً سيبقى في مكانه و ينغلي ببطئ لحد الموت
    Adli tıp raporuna göre cesedin bazı parçaları uzun süre suda bekletilmiş. Open Subtitles ما قاله التقرير هو ان بعض البقايا غمرت في ماء لفتره طويله
    Ayakları yaklaşık 200 santigrat derecede dışarıdaki başları ise üç santigrat dereceye maruz kalıyor. bu adeta, elinizin kaynar suda ayağınızın buz gibi suda olmasına benziyor. TED أقدامها حوالي 200 درجة حرارة مئوية ورأسها أعلى من ثلاث درجات مئوية، هذا أشبه بوضع يدك في ماء مغلي وقدميك في ماء متجمد.
    Titanik'ten düşen yolcular sadece 5 derece sıcaklığındaki suyun içine düştüler. TED المسافرين اللذين سقطوا عن ظهر التايتانك سقطوا في ماء بحرارة خمس درجات.
    Kireç taşını stratosfere yayarsanız birkaç yıl içinde yağmur suyunda çözünerek kendiliğinden aşağı iniyor. TED وفي الأساس، إذا نثرتم الطباشير في طبقات الغلاف الجوي، ستنزلُ إلى الأرض بنفسها بعد سنتين ذائبة في ماء المطر.
    Tuzlu suya da koyalım. Kan toplamasın. Open Subtitles دعنا نغمرها في ماء وملح سيسرع من عملية الشفاء
    Bu ıstakoz ılık suya konmalı. Open Subtitles سرطان البحر هذا يجب أن يوضع في ماء فاترِ
    Pekala, bu çiçekleri suya koymalıyım. Open Subtitles 59,098 الكون يستمع الي حسنا يجب ان اضع هذه الورود في ماء
    Birimiz sıcak suda uyurken diğerimizin parmağını suya sokması veya kollarımızın her yerine diş macunu bulamak falan. Open Subtitles ضع اصبع شخض في ماء حار حين يكون نائم او افرك معجون اسنان حول يديه.
    Tuvaletin yanına nişan alıyorum suya değil. Open Subtitles كنت أصوب البول بجانب المرحاض وليس في ماء المرحاض
    Aralarında hepsinin de hayal gücünü suya taş atarmışçasına dalgalandıran bir kavram vardı. Open Subtitles كانت هناك فكرة تحوم بينهم تتموج عبر مخيلاتهم الجماعية مثل حصاة رميت في ماء راكد
    Git kafanı buzlu suya sok. Open Subtitles تصل رأسك إنتقاع في ماء حوض المكتب
    Sonra gittim ve muazzam derecede eğitim yaptım. Buzlu suda yüzmek, ileriye ve geriye doğru. TED و من ثم ذهبت و قمت بكم هائل من التدريب. السباحة في ماء متجمد ذهابا و ايابا.
    Daha önce hiç eksi 1,7 derecedeki bir suda yüzmemiştim çünkü bu tarz koşullarda eğitim yapmak nerdeyse imkansızdır. TED لم اسبح قط في ماء بدرجة 1.7 تحت الصفر من قبل لانه كان من المستحيل التدرب في هذه الاشكال من الظروف.
    Böyle suda, 8-10 saat kaldıktan sonra bile yaşayan insanlar olduğunu duymuştum. Open Subtitles سمعت عن الناس الذي عشت بعد أن يكون في ماء مثل هذه الثمانية إلى عشرة ساعات.
    Immm, gelin ve damat tatlı suda... giyinmeden ve yemin etmeden önce banyo yaparlar. Open Subtitles العريس والعروسة يجب أن يغتسلوا في ماء عذب قبل أن يلبسوا ويأخذوا نذورهم
    Sıcak suda ıslatın, böylece yumuşar ve pul pul... Open Subtitles فقط نقّعه في ماء حار، وبعدها يلين و يقشر فوراً
    Denenmemiş psikedelik ilaçlar aldın kafatası kökünde elektrik yüklüyken tuzlu suda yatıyorsun. Open Subtitles أخذت مخدرات لم تختبر فعاليتها، واستلقيت في ماء مالح، مع شحنة كهربائية في قاعدة جمجمتك.
    Donmuş bir suyun içine düşmüş olabilirsin ve hipotermi geçirmişsindir. Open Subtitles ربما انت تشعر وكأنك في ماء مجمد وستنخفض درجة حرارتك كلا
    Ve soğuk suyun içine mi koydun? Open Subtitles وهل وضعته في ماء دافئ؟
    Lityum deniz suyunda var. buda sarı çizgi. TED والليثيوم في ماء البحر. ذلك الخط الأصفر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more