| Tıpkı yasa tasarımı sunduğum zaman Avam Kamarası'ndaki birçok insanın düşüneceği gibi. | Open Subtitles | مثل أغلب من في مجلس العموم عندما قدمت مشروع قانوني |
| Bir kaç dakika önce Avam Kamarası'ndaki konuşmasını tamamlayan başbakan şu anki uluslararası durumun hızla kötüye gittiği konusunda vatandaşlarını uyarıp önümüzdeki birkaç gün içinde savaşın patlak verebileceğini söyledi. | Open Subtitles | تحدث رئيس الوزراء قبل دقائق معدودة في مجلس العموم و حذر من أن الأوضاع العالمية تتدهور بسرعة و بأن الحرب قد تشتعل في أي لحظة في غضون اليومين أو الثلاثة المقبلة |
| Babanız Avam Kamarası'nda olağanüstü konuşmalar yaptı. | Open Subtitles | قدم والدك خطابات رائعه في مجلس العموم |
| Tom, bu akşam Avam Kamarası'nda değil misin? | Open Subtitles | توم)، لست في مجلس العموم الليلة؟ ) |