| Evet, Alışveriş merkezinde, çörek standında çalışır diye düşündüm. | Open Subtitles | نعم، في مركز التسوّق تبيع الخبز الأوروبي |
| İşe yaramadı çünkü beni Alışveriş merkezinde gördü. | Open Subtitles | على أيّة حال, لم يفلح الأمر, رآني في مركز التسوّق! |
| ...Alışveriş merkezinde bir toplantıdaydım, o arada Maria içeri girdi. | Open Subtitles | كنت في مركز التسوّق لحجز موعد، وصادفت (ماريا) هناك. أوه، (شايلا) تلك. |
| Ropörtajlarım var, alışveriş merkezindeki yemek tanıtımı var. | Open Subtitles | أمامي مُقابلات، وعرض الطبخ في مركز التسوّق |
| - Sen, alışveriş merkezindeki restorantta çalışmıştın. | Open Subtitles | لقد عملتِ في مطعم في مركز التسوّق |
| - Alışveriş merkezinde tanıştık. | Open Subtitles | - إجتمعنا في مركز التسوّق - |
| alışveriş merkezindeki bir kaltaktan. | Open Subtitles | من بعض الحثالة في مركز التسوّق! |