| O hâlde neden cumartesi akşamı bir otel barında tek başınasın? | Open Subtitles | لم أنت إذاً لوحدك في مساء يوم السبت في حانة فندق؟ |
| Ve dosyadaki olgular Peder Lambert'in 29 Eylül akşamı her zamanki yürüyüşünü burada yaptığını ortaya koyuyor. | Open Subtitles | والوقائع بهذه القضية تكشف أن في مساء التاسع والعشرين من سبتمبر |
| Bayan Nelson, ifadenizde cinayet akşamı Coney Island Kafe'nin... | Open Subtitles | انسة نلسن، شهادتك تنص علي انه في مساء الجريمة |
| 12 Mayıs gecesi, biri Blue Harbour Bar'dan Erika Mueller adında bir fahişeyle ayrıldı. | Open Subtitles | في مساء يوم 12 مايو غادر شخص ما بار الميناء الآزرق في هامبورج مع اٍريكا مولر عاهرة |
| Eski kocanı öldürdüğünü biliyordu... o Pazartesi gecesi. | Open Subtitles | لقد عرف أنكِ قتلتي زوجك السابق في مساء ذلك الإثنين |
| Takriben M.Ö 600 yılında, ılık bir yaz gecesiydi. | Open Subtitles | في مساء يوم دافئ في فصل الصيف بتاريخ 600 قبل الميلاد |
| Söylediğim gibi antik Yunan'da ılık bir yaz gecesiydi. | Open Subtitles | أجل تقريبا كما كنت أقول, في مساء يوم دافئ في فصل الصيف في اليونان القديمة |
| Ve tavsiyesi üzerine, Bayan Nelson'un 29 Eylül akşamı John Waldron'u gördüğünü söylediği noktada, tam tezgahın arkasında durdum. | Open Subtitles | وبناء على نصيحتها، وقفت خلف الطاولة في نفس الموضع حيث اعلنت الانسة نلسن انها رأت جون والدرون في مساء 29 سبتمبر |
| Ama sonra geri döndün ve sonra... altıncı günün akşamı birbirimizi gördüğümüzde... bu bana iki günmüş gibi geldi. | Open Subtitles | وعندما عدتي في مساء اليوم السادس وتقابلنا بدا كأنه يوميـن |
| 23 Mayıs akşamı saat 9:30'dan sonra, oradan geçen arabaları bul. | Open Subtitles | جد سيارة أجرة تسقطنا هناك مباشرة بعد نصف 9: 00 في مساء الثالث والعشرونِ من مايو |
| O sabah West One'dan postalanmış ve aynı günün akşamı 21:30 postasıyla ulaşmış. | Open Subtitles | لقد تم ايداعها في وست ون و وصلت في مساء ذاك اليوم في التاسعة و النصف |
| Belki Salı akşamı nerede olduğunuzu söyleyebilirsiniz bana. | Open Subtitles | ربما يمكنكما اخباري أين كنتما في مساء الثلاثاء |
| O zaman Cuma akşamı bize gelip anlarsın ya... | Open Subtitles | مهما يكن, أعتقد أنه يجب أن تأتي في مساء الجمعة و00أنت تعرف00 |
| O döndüğünde, iki gün sonrasında, cinayet akşamı, | Open Subtitles | وعندما عاد بعد ذلك بيومين، في مساء يوم جريمة القتل، |
| 4.günün akşamı Faranguisse topallıyordu. | Open Subtitles | في مساء اليوم الرابع لم تعد فارانغيس تعرف ماذا تفعل. |
| Tanışıp görüşmek için 29'u akşamı burada Ticaret Bakanı Whitson'la bir aradayız. | Open Subtitles | دونالد: سنذكر فقط، أننا حصلنا على مقابلة وقبول مَع وَزير التَّجارة وتسن في مساء التاسع والعشرونِ. |
| Cumartesi gecesi saatin onunda öyle çat kapı gelemezsin. | Open Subtitles | ستيوارت إنها العاشرة تماماً في مساء السبت لا يمكنك الدخول إلي هنا عنوة |
| Banka, paranın cuma gecesi transfer edildiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال البنك أنها قد حُولت في مساء الجمعة الماضية، |
| 19 Nisan 1989 gecesi New York City'deki Central Park'ta bir koşucu vahşice dövüldü ve kendisine tecavüz edildi. | Open Subtitles | في مساء 19 إبريل 1989 تعرضت مهرولة للضرب بوحشية و الإغتصاب في المنتزة المركزي في مدينة نيويورك |
| Antik Yunan'da ılık bir yaz gecesiydi. | Open Subtitles | في مساء يوم دافئ في فصل الصيف في اليونان القديمة |