| Ne bu, çocuklar için iyi olabilecek bir şeyi önerdim diye cezalandırıyor musun? | Open Subtitles | ما هذا, أهذا عقاب لأنّني اقترح شيء قد يكون في مصلحة الولدين فعلاً؟ |
| Biz, şimdilik, halkı bilgilendirmenin ülkenin çıkarları için iyi olmayacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي نعتقد أن إبلاغ الشعب لن يكون في مصلحة البلاد. |
| Komite spor dünyası için en iyisi neyse onu yapabilir. | Open Subtitles | لجنة الحكام لها الحق في تغيير أي شيء تشعر بأنه في مصلحة الرياضة |
| - Bay Kent yaptığım şey eşinizin ve babamın iyiliği için. | Open Subtitles | -سيد كينت ما أفعله هو في مصلحة زوجنك ومصلحة أبي صدقني |
| Dürüstçe, şu an yaptığın şeyin, bu ülke için en iyi şey olduğunu düşündüğüne inanıyorum ama seçim sana kalmış değil. | Open Subtitles | بصراحة أنا أعتقد أنك تفكر أن ما تفعله الان هو في مصلحة هذا البلد |
| Şirketlerinin çıkarına aykırı davranıyorlar. | TED | و هم يتصرفون بما لا يصب في مصلحة شركتهم. |
| Gerçekten neyin halkının yararına olduğunu benden daha iyi bildiğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد انك تعرف افضل مني ما هو في مصلحة هؤلاء الناس؟ |
| Bence bu bizim için iyi olacak. Bunu istiyorum. | Open Subtitles | أظنّها خطوة تصبّ في مصلحة علاقتنا، إذْ أنّي أريد فعل هذا |
| Gidip birilerini öldürmüyor. Ki zannedersem bu insanlık için iyi bir şey. | Open Subtitles | لا يقتل الناس، وهذا ما أظنّه يصبّ في مصلحة البشريّة. |
| Gidip birilerini öldürmüyor. Ki zannedersem bu insanlık için iyi bir şey. Aynen öyle. | Open Subtitles | لا يقتل الناس، وهذا ما أظنّه يصبّ في مصلحة البشريّة. |
| Sanırım Yoo-jin için en iyisi bu. Ama Sang-hyuk'u düşündüğümde içim acıyor. Benim babam kim? | Open Subtitles | ..قد يكون هذا في مصلحة يوجين ولكنني أتألم حين أفكر في حال سانغ هيوك من هو أبي؟ |
| Üstlerimiz, ülkemiz ve halkımız için en iyisi neyse, onu yapmamız gerektiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | السلطات العليا ترى أن نفعل كل ما هو ممكن وما نراه في مصلحة الوطن والشعب |
| Ana Catalina, Natalie'nin iyiliği için dediğine göre, kendimi iyice verdim. | Open Subtitles | منذ ان قالتها كارولينا فاعلم انها في مصلحة ناتالي اعطيتها جميع ماأملك |
| Daha önce de konuştuğumuz gibi herkesin iyiliği için kimliğimin gizli kalması gerekli. | Open Subtitles | كما ناقشناه، إنها في مصلحة الجميع أن تبقى هويتي مخفية |
| Aile için en iyi yol bazen ayrılmaktır ve bundan dolayı fazla arkadaş edinemezsin. | Open Subtitles | لن تنشأ الكثير من الصداقات عندما يكون أحيانا في مصلحة العائلة هو تفريقها. |
| Parti politikasının insanlar için en iyi olanı etkilemesine izin vermeyelim. | Open Subtitles | -بحقك فلنترك التسييس ونفكر في مصلحة الشعب |
| Herkesin çıkarları için el ele tutuşup karşıya geçelim mi? | Open Subtitles | لذا للآن، سيكون في مصلحة الجميع أن تتشابك أيدينا لنعبر الشارع معاً، حسناً ؟ |
| Ama bu ülkenin gelecekteki çıkarları için yaptım. | Open Subtitles | ولكن ما فعلته كان في مصلحة هذا البلد |
| Bunların hangisi ulusun çıkarına değil? | Open Subtitles | كيف لا يكون اياً من هذا في مصلحة البلاد؟ |
| Çünkü enstitünün yararına olan şey aslında şu: İnsanlar neden Louvre'a gidiyor? | TED | لأنّ ما هو حقّا في مصلحة المعهد هو هذا: الآن لماذا يذهب النّاس إلى متحف اللوفر؟ |
| Hayır, anlamaya çalış Clark. Smallville için doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | لا حاول أن تفهم كلارك فعلت ماهو في مصلحة سمولفيل |
| Yani departmanım için kötü olan, benim için de kötü mü, teğmen? | Open Subtitles | حسناَ... اذا لم يكن في مصلحة القسم.. لن يكون في مصلحتي انا ايضاَ.. |
| Herkes için en iyisinin olmasını istersin ama bir mesele var. | Open Subtitles | إنك تنشد ما يصبُّ في مصلحة الجميع، لكن إليك بيت القصيد |