| Doğum yerimin ismini verdiğim restoranımda ailemin hepsinin bulunması beni çok mutlu etti. | Open Subtitles | أنا سعيدة للغاية بأن عائلتنا كلها في مطعمي بعد عيد ميلاد هذا المكان |
| Tabii benim restoranımda daha güzel olacak. | Open Subtitles | ليس بمثل الروعة التي سيكون عليها في مطعمي يا صديقي |
| Herhangi bir aksaklık çıkmazsa, en kısa zamanda sizi restoranımda görmeyi umut ediyorum. | Open Subtitles | ،إذا شاء الربّ ولم يُغرق النهر البلدة أتمنّى رؤيتكم في مطعمي قريبـًا |
| Az önce tanıştığım bir kadınla oturmuş en beğendiğim restoranda yemek yiyorum. | Open Subtitles | انا اجلس هنا مع امراءة جميلة قابلتها لتو تأكل معي في مطعمي المفضل |
| Bu benim suçum değil. restoranda servis etmiyorlar. | Open Subtitles | آسفة هذا ليس خطأي، إنّهم لا يقدموه في مطعمي المُعتاد. |
| restoranımda yeni bir sandviçe ismimi veriyorlar. | Open Subtitles | سيطلقون اسمي على شطيرة جديدة في مطعمي |
| Sakın restoranımda kusmayı aklına getirme. | Open Subtitles | إياك أن تفكر بالاستفراغ في مطعمي |
| O isim benim restoranımda asla söylenmez! | Open Subtitles | ... لا يُسمح بقول هذا الاسم أبداً في مطعمي |
| Ama sen zaten çörekleri benim restoranımda satıyorsun. | Open Subtitles | ولكنك بالفعل تبيعين الكعك هنا في مطعمي. |
| restoranımda tam senlik bir rol var. | Open Subtitles | لقد حصلت للتو على دور لك في مطعمي |
| restoranımda öğle yemeği olacak. | Open Subtitles | هذا طبق الطعام في مطعمي |
| Geceyarısı. Benim restoranımda. | Open Subtitles | عند منتصف الليل في مطعمي |
| restoranımda olmaz. | Open Subtitles | ليس في مطعمي أيها الأخرق |
| restoranımda deli bir kadın var. | Open Subtitles | هناك إمرأة مجنونة في مطعمي ... |
| - Kendi restoranımda bağırabilirim! | Open Subtitles | -يمكنني الصراخ في مطعمي |
| ...ve sevgili eşi Olga'yı bu özel gecede restoranımda ağırlamaktan şeref duyuyorum. | Open Subtitles | وكذلك بوجود زوجته الفاتنة (أولجا) في مطعمي... في هذه الليلة المتميزة. |
| ...ve sevgili eşi Olga'yı bu özel gecede restoranımda ağırlamaktan şeref duyuyorum. | Open Subtitles | وكذلك بوجود زوجته الفاتنة (أولجا) في مطعمي... في هذه الليلة المتميزة. |
| Benim restoranda işler tıkırında. Bir sürü şans kurabiyesi satıyoruz. | Open Subtitles | ، العملُ جيّد في مطعمي . يعطيني ثروة كبيرة |
| Spaya gitmek, en sevdiğim restoranda yemek yemek istiyorum bir katili yakalamana yardım etme karşılında birkaç zararsız bağımlılık. | Open Subtitles | أريد فقط أن أذهب إلى منتجع صحّي، تناول الأكل في مطعمي المُفضل، تساهل قليل غير مؤذي بمقابل المُساعدة في القبض على قاتل. |
| En sevdiğim restoranda buluşmayı kabul etmenize sevindim. | Open Subtitles | انا سعيد اننا تقابلنا هنا في مطعمي المفضل |